Silahların küllerinden doğan Anka Kuşu
“Barış, savaşın bittiği yer değil, umudun başladığı yerdir.” Desmond Tutu
Süleymaniye’nin Cesene Mağarası’nda tarihin gölgesinde bir an yaşandı. Sadece Kürtler için değil toplumsal tarihin barış hafızası için bambaşka bir deneyime, her şeyi ile çok iyi kurgulanmış bir barış seremonisine tanıklık ettik. Ne dağda ne ovada, dağın yamacında yaşanan bir ara sahneydi bu. Ama bir hikayesi de vardı; dağlı Kürt kızlarının ve erkeklerinin destansı hikayeleri ile örülmüş bir geçmişin kendisini taşıdığı bir zaman, çağdı bu.
Bir çağ yaşandı…Sahnede ellerinde silahlarla, gecenin karanlığında ellerinde silahlarla dağa yol alan kadınlı ve erkekli gruplar vardı. Rüzgârın kestiği zirvelerde, taşlı patikalarda yol alan, sırtında içi yaşam ile dolu bir çantayla, omuzunda keleşi ile güneşten ve rüzgârdan sertleşmiş yüzü ile zamanı dağın içinden yaşayanların zamanı. Dağın zamanını yaratanların, dağın yolcusu, dağın yoldaşı olanların hikayesi. Dağ onlar için tanrıçanın cisimleşmesidir, onlarda dağın çocuğudur. “Yitik bir aşkın gölgesinde” yeniden yazılan Derwiş ve Adule’nin destanıdır dağ. Adule’nin şart kahvesini içen yiğitlerin hikayesidir dağ. Dağ, Şahmaran’ın kutsal mağarasıdır. Bir ana rahmidir hem korur hem de özgürlüğün bedelini ödetir. Sadece bir sığınak değil, aşkın kanunlarının yazıldığı Mem û Zînler diyarıdır. Dağlı da “bir uçurumun kenarında ip üzerinde yürüyen” varoluştur; ölümle yaşam arasında, direnişle ihanet arasında, özgürlükle esaret arasında bir ipte yürüme halidir dağlı olmak.
Dağın hikayesi savaşları anlatır hep. Bir varoluş başkaldırısının adıdır bu. Başkaldıran insanın hikayesi Kürtlerde dağlarla yazılmıştır. Tanrısal yalnızlığın hikayesidir dağ. Dağda yaşayanlar dağ gibi olur ve sarsılmaz, dirençli ve bildiğimiz ve alıştırıldığımız zamanın dışında yaşamaktır. Köktür ve varlığın evidir. İnsanın köklerini toprağa, hayallerini gökyüzüne bağlar. Kürtlerin binlerce yıllık yalnızlığının hikayesidir de bu. Başkaldırmak birazda yalnızlığı göze alma hikayesi olur. Başkaldıran isyancı savaşırken yalnızdır, bir halkın suretini yüzünde taşırken yalnızdır. Yalnızlığı onun seçkinliğinden gelir. Seçkin, seçilmiş, istisnai olan dağlının varoluş savaşı, onu........
© Yeni Yaşam
