menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Güvenceli olmaya tahammül yok!

14 0
25.08.2025

Oluşturulmaya çalışılan emek rejimi herkesin malumu. Bu yeni bir süreç de değil. Yeni olan yıllardır uygulanan politikalarda sıçrama yapmak için ücret artışlarına konulan “hedeflenen enflasyon” çıtasının resmi politika haline getirilmesi. Aslında bu da yıllardır fiilen uygulanıyor ya da uygulanmaya çalışılırken karşı direnişle nispeten geriletiliyordu. Fakat şimdi sıçramalı bir nitelik kazandırılmaya çalışılıyor.

Metal ya da diğer işkollarındaki sözleşme süreçlerinin hemen hepsinde patronlar bu çıtaya dayanarak pervasız teklifler getirdiler işçilere. İşçilerin örgütlü ve kararlı duruşlarıyla bazıları geri adım atmak zorunda kaldı.

Sıra “kamu” işçileri ve emekçi memurlara geldi. 600 bin işçinin aylara yayılan Kamu Çerçeve Protokolü sürecinde neler yaşandığını izleyip gördük. İşçileri temsil eden Türk-İş ve Hak-İş, patron konumundaki hükümete şubat ayında sundukları taslakta yüzde 90 oranında zam istemişti. Göstermelik eylemlerden ve söylemlerden sonra süreç ilk 6 ay için yüzde 24, ikincisi için 11 ve seyyanen 50 TL’yle bağlandı. Sendika ağaları sundukları taslakta yüzde 90 oranında artış istediklerini “unutup”/unutturacaklarını sanarak “buna da şükür” diyebildiler.

Oysa aynı Türk-İş’in yaptığı son araştırmada açlık sınırı 26 bin 413, yoksulluk sınırı ise 86 bin 036 TL oldu! AKP’li yıllarda ilan edilen 22’inci grev yasağı karşısındaysa sadece gevelediler!

Sonra sıra milyonlarca emekçi memur ve memur ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerine geldi. İktidar koyduğu yoksullaştırma, dahası sefalete mahkûm ederek sömürme çıtasından bir milim sapmadı. Getirdiği teklif 2026‘nın ilk 6 ayı için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7, 2027 için ilk altı ay yüzde 4, ikinci altı ay için yüzde 4, 2026 için taban aylığa bin lira zam oldu.

Yetkili konfederasyon konumunda olup özünde iktidarın........

© Yeni Yaşam