menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Otoriter barış çağı

7 0
18.11.2025

Trump, Şarm El Şeyh’te şimdilik stratejik niyetle sınırlı kalan bir barış çağı ilanı yapmıştı. Bu söylem Trump gibi popülist liderler için iyi bir manevra alanı sunuyor. ABD müesses nizamı Trump ile uzlaşmış gibi görünüyor. Bu uzlaşma ile 2000’li yılların başından beri köpürtülen “Terörizmle Savaş” stratejisi ya bitecek ya da başka bir formla yürütülecek.

Trump’ın görünürde şiddeti bitirmeye odaklı yoğun diplomatik hamleleri bu hedefe kilitlenmiş gibi. Bu hamlelerin sonuçlarının en çok yansıyacağı coğrafya ise elbette Ortadoğu. Ortadoğu’da bir süreliğine şiddete ara verebilirler. Zira tüm rejimler kırılgan ve şiddetin sürmesi halinde daha da kırılganlaşabilirler. Kırılganlaşan İsrail- Filistin meselesi barış diplomasinin önemli bir istasyonuydu. Henüz istenilen düzeyde mesafe alınmamış olsa da Gazze’de ölümlerin azalması bile başarı olarak kabul edilebilir.

Şara’nın ABD ziyareti de otoriter barış diplomasinin bir parçası olarak okunabilir. Şara’nın arka kapıdan alınması, kendisine “kaç eşiniz var” sorusunun sorulması, hakeza üzerine parfüm sıkılması hem defolu diplomasinin bir yansıması hem de yüz yıllardır devam eden oryantalizmin yeniden hortlamasıydı. Egemenliğin bir koku içine gömülerek şarka püskürtülmesi aşağılayıcı ama şaşırtıcı değildi. Filozof Zizek 11 Eylül saldırısıyla ilgili “Amerika bir biçimde, fantezisini kurduğu şeye kavuşmuş oldu.” demişti. ABD hâlâ bu çirkin ve çürümüş fantezinin peşinden sürükleniyor. Konunun bu kısmını şimdilik burada bırakıyorum.

Suriye savaşı birçok aktör açısından asıl hedefleri bloke etmeye başlamıştı. Çözüm kendisini dayatıyordu. Rejimin düşmesiyle düğümler adım adım çözülüyor. Bu bağlamda ABD ziyareti belirleyiciydi. Bu ziyaret sonrası lokasyon itibariyle kritik........

© Yeni Yaşam