menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kabuklar ve kalkanlar

8 0
23.04.2025

“Yıldızlar ateşböceği sanılmaktan korkmazlar” der Tagore. Gerçekten ateşböceği sanılmaktan korkmuyor muyuz? Sanmıyorum, her birimiz yoklayalım kendimizi, gayri resmi tarihimizi, gerçekten öyle miyiz? Sanırım en büyük korkumuz, olduğumuz gibi görünmek. Kalbimizin, gerçek kimliğinin fark edilmesi, ince naif yönlerimizin keşfedilmesi, bizi rahatsız eder çoğu zaman. Kimi anlardaki cesaretsizliğimizin anlaşılması ya da korkularımızın sezilmesi, yüzümüzü kızartmaz ama çevreden sezilmesi korkularımızın en büyüğü. Sonrası dengeyi ve kendimizi korumak adına giyindiğimiz roller, taktiğimiz maskelerdir.
***
Kabuklarımız ve kalkanlarımız vardır bizi koruyan, onların ardında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. Ne kadar da koruyoruz kendimizi. Hissedilmeden, el değmeden. İstiridyeler, midyeler, kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
Ellerimizin, beynimizin ve yüreğimizin arasından kayıp gider zaman. Oysa ona yetişmeye, onunla yol almaya ne çok istekliyizdir. Yüreğimizde nice kaygılar barındırırız ama yine de yol almaktan vazgeçmeyiz. Çevremizde birçoğu bizim gibidir. Biliriz. Biliriz de yine yalnız hissederiz kendimizi. Bizim gibi acı çeken, yaşama yetişmeyenler oldukça adımlarımızdan daha da eminizdir. Sanki bizim gibi acı çekenlerin varlığını........

© Yeni Yaşam