Halkın sanatçısı olmak
Sinema dünyasının “Çirkin Kralı” olarak bilinen usta sanatçı, 9 Eylül 1984’teki vefatının yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anıldı. Bu anma etkinlikleri hem Türkiye’de hem de yurt dışında düzenlendi.
Mezarı Başında Anma: Yılmaz Güney, Paris’teki Père Lachaise Mezarlığı’nda bulunan mezarı başında sevenleri tarafından anıldı. Anma törenine katılanlar, Güney’in sanatçı kimliğine ve mücadelesine vurgu yapan konuşmalar yaptı ve ezgiler seslendirdi.
Türkiye’deki Etkinlikler: İstanbul’da çeşitli kültür merkezlerinde anma programları gerçekleştirildi.
Anma etkinliklerinde, Yılmaz Güney’in yalnızca bir sinemacı değil, aynı zamanda eserleriyle toplumsal sorunlara değinen ve halkın yanında duran bir sanatçı olduğu vurgulandı.
***
Herkes bir gün ölür, kimi toprağa, kimi yüreklere gömülür” denir ya hani, o yüreklere gömüleceğini biliyordu. Çünkü hem sineması hem duruşuyla halkına adanmış bir kimlik oluşturdu.
Yılmaz Güney, sadece Türkiye’de değil, dünya sinemasında da kendine özgü bir yer edinmiş, getirdiği yeniliklerle sinema sanatına önemli katkılarda bulunmuş bir yönetmen, senarist ve oyuncudur. Onun sineması, dönemin politik ve sosyal gerçekliklerini cesurca ele alması ve bu gerçekliği sanatsal bir dille işlemesiyle öne çıkar.
Filmlerinde stüdyo ortamının yapaylığından uzak durarak gerçek mekanları ve gerçek insan hikayelerini merkeze almıştır. “Umut” filmi bu yaklaşımın en çarpıcı örneklerinden biridir. Filmde, bir faytoncunun........
© Yeni Yaşam
