menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kürtlerden Yeni Bir Başlangıç: Demokratik Komün

9 0
01.06.2025

Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, önemli gelişmelere yol açtı ve açmaya da devam ediyor. Çağrı sonrası PKK, 12. Kongresi’ni topladı ve kendini feshetti. Bu karar üzerine farklı çevrelerde olumlu ve olumsuz pek çok tartışma başladı. Özellikle demokrasi ve özgürlük mücadelesine destek veren, Kürt halkıyla dayanışma içinde olan kesimler, yine bazı Kürtler “Ne olacak?”, “Devlet hangi adımları atacak?”, “Yine kandırılacak mıyız?” gibi soruları sıkça sormaya başladı.

Bunun yanı sıra, atılan tarihi adımları etkisizleştirmek veya engellemek isteyen çevreler de mevcut. Toplumlar, tarihsel süreçlerde farklı kesimlere ve çıkar gruplarına bölünmüş durumda. Bu nedenle, herhangi bir gelişmeden tüm çevrelerin memnun olması veya tamamen karşı çıkması gerçekçi değil. Anlaşılacağı üzere, bazı çevreler, çatışma ve savaş süreçlerinin sona ermesiyle çıkar sağladıkları zeminlerin kaybolmasından endişe ediyor.

Bazı kesimler ise karamsar bir tutum sergiliyor. Kürdistan’ı egemenlik altında tutan ulus-devletlerin yapısal sorunlarını ve çıkmazlarını anlamakta zorlanan bu kesimler, tarihin olumsuz yönlerine odaklanarak her an bir yan çizme olabileceğini düşünüyor. Bu umutsuz kesimlerin temel sorunu, mevcut durumu anlamakta zorlanmalarıdır.

Öncelikle şu soruyu sormak gerekir: Özgürlük hareketi ve Kürt tarafı, üzerine düşen tarihsel sorumlulukları yerine getirdi mi? Gerekli adımları attı mı? Evet, gerekli adımları attı. Yukarıda bahsedilen sorular zamanla cevaplarını bulacaktır. Ancak şimdiye kadar tartışmalarda eksik kalan nokta, “Devlet adım atar mı, atmaz mı? Atarsa nasıl adımlar atar?” sorularına yanıt aramaktır. Bu sorular yanlış değildir, ancak yalnızca Türkiye bağlamında değil, Irak, Suriye ve İran’ı da kapsayan dört ülke bağlamında değerlendirilmelidir.

Örneğin, Suriye’de yaşanan gelişmeler, Kürt meselesini doğrudan etkileyen önemli sorunlardır. Daha önce HTŞ ile SDG arasında sekiz maddelik bir mutabakat imzalandığı biliniyor. Bu doğrultuda bazı adımlar atıldı ve çeşitli görüşmelerin yapılacağı ifade edildi. Örneğin, SDG lideri Mazlum Abdi ile Türkiye arasında temasların olduğu, bu temasların giderek karşılıklı görüşmelere dönüşebileceği belirtiliyor.

Ancak tartışmalarda eksik kalan önemli........

© Yeni Yaşam