Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek!
“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey, sadece bir veri yığını değil, rasyonel bir kavrayış arzusu olmalıdır”.
Hegel
“Bugüne kadar filozoflar dünyayı yorumlamakla yetindiler, oysa sorun onu değiştirmektir”.
Karl Marx
“Kıvılcım dinamite ulaşmadan yanan fitili kesmek gerekir”
Walter Benjamin
Her şey çığırından çıkmışken, her şey sarpa sarmışken, insanlık ve uygarlık tehlikeli bir eşiğe gelip dayanmışken, nasıl oluyor da insanların ezici çoğunluğu hala bu aracın bu rotada yol alabileceğine inanıyor? İnsanlar neden maruz kaldıkları bu kepazeliği şeylerin normal hali sayıyor? Kapitalizm sadece sosyal kötülükler (açlık, yoksulluk, sefalet, işsizlik, etik yozlaşma, aşağılanma…) peydahlamıyor, ekolojik yıkımı ve iklim krizini de tetikliyor… Ve bu ikisinin diyalektiği de bir sürdürülemezlik durumu veya aynı anlama gelmek üzere bir uygarlık krizi ortaya çıkarıyor… Velhasıl şeylerin seyriyle şeylere dair anlayış-kavrayış arasında bariz bir uyumsuzluk var…
O halde sadede gelebiliriz. Neden böyle oldu, neden işler sarpa sardı, neden bir uygarlık krizi veya bir sürdürülemezlik durumu ortaya çıktı?.. Bu durumun geresinde ne var? Yüzleşmek zorunda olduğumuz sorunlar kapitalizm denilen netameli bir üretim tarzının “eseri…” Lâkin kimse kapitalizmi ağzına almıyor… Maalesef ‘şeylerin normal hali’ sayılan sorgulanmaktan da muaf oluyor… Üstelik burjuva iktisatçıları ‘kapitalizmin gelmiş-geçmiş en rasyonel (akla en uygun) üretim tarzı, uygarlık modeli olduğunu söylüyorlar… Kapitalizmin eni-sonu beş yüz yıllık geçmişi var ki, bu uzun insanlık ve uygarlıklar tarihinde sadece küçük bir parantez… Buna rağmen o kadarcık zamanda gezegende canlı yaşamı tehlikeye atmış bulunuyor…
Kapitalizm sınırsız büyüme, yayılma, genişleme, derinleşme eğilimi ve dinamiğine sahip bir sistemdir… Varlığını büyümeye borçludur. Büyüme veya yok olma ikilemi söz konusu… Lâkin bu dünyanın kaynakları sonlu, sınırlı… Bir zaman geliyor, şimdilerde olduğu gibi, sınırsız büyüme doğal kaynakların sınırına dayanıyor… Fıtraten insana, topluma, bir bütün olarak canlılara zarar vermeden de yol alamıyor… Velhasıl, her ileri aşamada sosyal kötülükleri (açlık, yoksulluk, sefalet,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d