Kapitalizm insana, canlılara, doğaya zarar vermeden var olamaz
“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı…
Nazım Hikmet
Siz hiç burjuva politikacılarının, medyatik aydınların (medyatik aydın başkalarının fikirlerinin ticaretini yapandır), köşe yazarlarının, ne demekse ‘kanaat önderlerinin’, “konunun uzmanı” denilenlerin ağzında kapitalizmin çıktığını duydunuz mu? İyi de siz o sorunları hangi zemin üzerinde tartışıyor gibi yapıyorsunuz? Şeyleri adıyla çağırmamak bir yalan söyleme yöntemi değil midir?..
Kapitalizm ücretli emek sömürüsü, karşılığı ödenmeyen kadın emeği sömürüsü, doğa yağma ve talanıyla var olan netameli bir sistem, bir üretim tarzıdır. Kapitalizm dahilinde üretimin birinci (aslî) amacı insan ihtiyaçlarını karşılamak değil, kâr etmek, sermayeyi büyütmektir… Ve bir dizi temelli sapmayla malûldür. Üretimle ihtiyaçların tatmini gereği arasındaki ilişki ters-yüz olmuş durumdadır. Üretimin yönü ihtiyaçlara değil, kâra endekslidir… Eğer üretimin insan ihtiyaçlarına dönük olsaydı, insan refahıyla ilgili olmayan yüzlerce, binlerce zararlı, değilse gereksiz şey üretilmez, satılmaz ve tüketilmezdi…
Sermaye, varlığını sınırsız büyümeye borçludur. Büyümek veya yok olmak ikilemi söz konusudur… Kapitalizm sosyal eşitsizlikleri, sosyal kötülükleri, açlığı, yoksulluğu, sefaleti, manevi yozlaşmayı büyütmeden var olamaz… Kapitalizm dahilinde bir kutupta zenginlik üretmek, karşı kutupta yoksulluk, sefalet ve doğa tahribatı yaratmadan mümkün değildir… Gerçi kapitalist sistem sınırsız büyüme, yayılma, genişleme eğilimine ve dinamiğine sahiptir ama bu dünyanın kaynakları sınırlıdır. Bir zaman geliyor, şimdilerde olduğu gibi sınırsız büyüme, kaynakların sınırına dayanıyor… “Büyük hızlanma” denilen 1970 sonrasında doğa tahribatının hızı ve yoğunluğu daha da arttı… 1970- 2020 aralığında doğadan çekilen kaynak ikiye katlandı. Eğer bu netameli........
© Yeni Yaşam
