menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devletin ezberi ve statüko aşkı

15 0
26.08.2025

Türkiye, tarihi bir fırsatın eşiğinde. MHP lideri Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te TBMM grup toplantısında: “Öcalan PKK’yi feshetsin, Meclis’te DEM Parti’de konuşsun, tecrit kalksın, umut hakkı tanınsın.” çıkışı herkesi şaşırttı. Bu çıkış, yüzyıllık Kürt meselesini kan ve çatışmadan uzaklaştırıp hukuk ve siyaset zeminine taşıyacak bir kapı aralıyordu. Sayın Öcalan, Bahçeli’nin bu davetine cevap verip 27 Şubat 2025’te Barış ve Demokratik Toplum çağrısını yaptı; PKK, Öcalan’ın çağrısına uyarak 5-12 Mayıs 2025’te 12. Kongresi’nde kendini feshetti, 11 Temmuz 2025’te silahlarını yaktı. Sayın Öcalan ve Kürt hareketi, barış için üzerine düşen sorumlulukların gereğini yaptı. Ama devlet ve iktidar cephesi bu adımları görmezden geliyor, eski söylemleri ısıtıp toplumun önüne koyuyor. Neden? Çünkü statükoya olan tutkuları ve Kürt meselesinin çözümü için bir yol haritalarının olmayışı, barışın önüne set çekiyor. Devlet, Bahçeli üzerinden yaptığı davetin gerekleri yerine geldiğinde şaşkına döndü ve şimdi ne yapacağını bilemez halde.

Bahçeli’nin çıkışı, sanki “bunlar asla olmaz” diye düşünülerek söylenmiş gibiydi. Kimse Öcalan’ın PKK’ye fesih çağrısı yapacağını, PKK’nin bu çağrıya uyup önce çatışmasızlık kararı alacağını, sonra kendini feshedip silahlarını yakacağını beklemiyordu. Ama hepsi oldu! Sayın Öcalan, barışa olan kararlılığını gösterdi. Peki, devlet ne yapıyor? Hâlâ “terörsüz Türkiye” nutukları atılıyor, kibirli ve özgüvensiz ruh haliyle “pazarlık yok” deniyor, toplumsal çatışmanın nedenlerine ilişkin anayasal düzenlemelere “kırmızı çizgi” edebiyatıyla toplum oyalanıyor. İktidar, PKK’nin silah bırakmasını “yetersiz” buluyor, meseleyi güvenlik penceresine sıkıştırıyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Kürt sorunu bitti” diyor ama Kürt annesinin tam da çözüm mekanizması olarak görülen komisyonda Kürtçe konuşmasını engelliyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, sürece ciddiyetsiz yaklaşarak eşitsizliğin ve şiddetin kaynağı olan düzenlemeler yapmak yerine, geçici düzenlemelerle şiddet........

© Yeni Yaşam