Savaş siyasi olarak örgütlenmiş kolektif cinayettir
Bu motto ile çağrısı yapılan, Savaş temalı 19. Karaburun Bilim Kongresi 4-6 Eylül 2025 de yapıldı. Savaşın ve yaşananların gerçekliğinde sürdü tartışmalar. Savaşın değil barış içinde yaşanmasının, mücadele edilmesinin özgürlüğün temel koşulu olduğu teorik, pratik, ekonomi-politik, kültürel olarak aktarımlara yansıdı.
Ortadoğu’da “Suriye, on üç yıl süren savaş ve kuşatmanın ardından geride binlerce ölü ve yaralı, milyonlarca yerinden edilmiş insan bırakarak parçalandı. Şubat 2022’de başlayan Ukrayna-Rusya savaşı ise tüm şiddetiyle sürüyor. Binlerce sivil ölümün yanı sıra Ukrayna halkı tarihinin en büyük göç sürecini yaşıyor. Nüfusun dörtte birinin yaşam alanlarını terk ettiği, kadın ve çocukların büyük bir kısmının yurtdışında mülteci olduğu biliniyor. Savaşın neden olduğu yıkımın en acımasızlarından biri yine bizim coğrafyamızda, Filistin’de gerçekleşiyor” uyarısı ile başlayan kongre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü soykırıma, Gazze de kalanların açlığa ve yok oluşa mahkum edilmesine, düzenlenen saldırılarda binlerce kişinin hayatını kaybetmesine devletlerin kayıtsızlığına işaret edilerek, Filistin’e sürdürülen ambargo sonucu binlerce kişinin açlıktan ve yetersiz sağlık hizmetlerinden dolayı öldüğü tahmin edildiği vurgulanarak başladı.
Kapitalizmin ve yol açtığı emperyalizmin savaşları gerek varoluş nedenleri ve gerekse sonuçları açısından önceki toplumsal yapılardan önemli ölçüde farklılaştığı, kapitalizmin tüm genel savaşlarını sermayenin genel krizini anlamadan anlayabilmemiz mümkün olmadığı belirlendi.
Lenin’in; “Kapitalizm koşullarında dönemsel olarak bozulan dengenin yeniden kurulmasında sanayide bunalımdan ve siyasette de savaştan başka bir araç yoktur” belirlemesi bugün tanık olduğumuz tüm süreçleri bir kez daha doğruluyor.
“Kapitalizm sadece savaşın nedenini değil kendisini de değiştirdi; savaşları ülkelerin tüm üretken kapasitesini yok etmeyi hedefleyen topyekûn bir saldırıya dönüştürdü. Kentlerin birer askerî hedef haline gelmesi, muazzam sayılara ulaşan sivil kayıplara yol açtı. Topyekûn savaşın sonuçları silahların yol açtığı doğrudan yıkımlarla da sınırlı değil. Sömürgeleştirme, yurtsuzlaşma, etnik temizlik, soykırım, zorunlu göçler, mültecileştirme, salgın hastalıklar, açlık ve kıtlıklar, kültürün ve doğanın tahribatı kapitalist savaşların neden olduğu kalıcı yıkımlardır. Bu yıkımlar boyunca savaşın........© Yeni Yaşam
