menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortadoğu toplumu, kapitalizmle barışık değildir

13 0
26.01.2025

Ortadoğu toplumu, dünyanın diğer bölgelerinde olduğu kadar kapitalizmle barışık değildir. Komünal kökenleri güçlüdür. Çağın bilim ve teknolojisiyle desteklenmiş komünal ekonomi, tüm toplumsal alanların yeniden inşasına güçlü bir temel sağlar

Ali Adalı

Demokratik komün ekonomisi, kapitalizmin azami kâr eğiliminin işçi ve işsiz köleler haline getirdiği toplumun yeniden insanca yaşamını mümkün kılmanın çözüm yoludur. Tarih boyunca ekonomi, her zaman komün ile gerçekleştirilen bir olgudur. Komünsüz ekonomi düşünülemez. Ekonomi kelimesinin kök anlamı bile ‘aile komünü yasası’ demektir. Yani bir komün olarak ailenin geçimlik işleridir. Toplumun varoluş tarzı hepten komün biçimindedir. Tarih, bireyle başlayan bir ekonomiye tanıklık etmez. Özel ekonomi, tarihin ve toplumun tanımadığı, en az ulus-devlet kadar kapitalizmin ürettiği bir canavardır. Özel ekonomi, tarih boyunca hep ‘hırsızlıkla’ eş tutulmuş ve marjinal bırakılmıştır. Kapitalist Modernite’nin yükselişe geçişiyle birlikte yeni bir kategori olarak piyasaya çıkmıştır. Bir nevi sürekli yer altında kalmış bir farenin kedileşerek piyasalara dalmasına benzer. Tarihte özel ekonomi veya sermaye peşinde olanlar, hep hırsız olarak yargılandıklarından kendilerini görünmez kılmışlardı. Yükselen kapitalist hegemonyayla birlikte piyasa üzerinde egemenlik kuran bu kedi-fareler, insan toplumu için gerçekten felaket oldular.

Tekelcilik

Tarihçi Braudel’in çok yerinde bir tespitiyle, ekonomi olmayan kapitalizm, piyasa üzerinde kâr amacıyla egemenlik kuran Tekelciliktir. İster özel kişilerin ister devletin Tekelleri olsun, ekonomi üzerinde tahakküm kuranlar, insanların yaşamsal ihtiyaçlarını temin etmek için belki de başvurdukları ilk örgütlenme olan komünü yıktıkları oranda hırsızlıklarını gerçekleştirdiklerinin bilincindeydiler. Özel veya devlet tekelciliği, komünal ekonomi üzerinde soygunculuk demektir. Kapitalist Modernite’nin kendini bin bir kılıkla maskeleyerek gerçekleştirdiği bu soygunculuk, komünün ve dolayısıyla toplumun temelinin çökertilmesi demektir. Tüm ekonomik krizler ve hastalıklar, toplumun temeli olan komün ekonomisinin çözdürülmesi ve yıkılmasıyla başlar. Kapitalizmin tarihi, komün ekonomisini yıkım tarihidir. Sonuç, tarihin en büyük toplumsal felaketlerinin yaşanmasıdır. Ekonomideki çözülüş ve yıkım, tüm toplumsal alanın, ahlâkın ve siyasetin çözülüşü ve yıkılışının gerçek nedenidir. Ekonomik çözülüş, toplumsal çözülüşün kendisidir. Bu durumda geriye işsiz, ahlâksız ve politikasız toplum artıkları kalır. Kapitalizmin özel ve devlet tekelciliği budur.

Komünal ekonomi

Ortadoğu toplumu, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinde olduğu kadar kapitalizmle barışık değildir. Onu özümsemiş olmaktan uzaktır. Dolayısıyla komünal kökenleri güçlüdür. Çağın bilim ve teknolojisiyle desteklenmiş Demokratik Modernite’nin komünal ekonomik unsuru, sadece kapitalizmin çürütücü, çözücü ve yıkıcı etkileriyle baş etmekle kalmaz; tüm toplumsal alanların yeniden inşasına güçlü bir temel sağlar. Fakat kapitalizm, son yüzyılda insan bireylerini o denli aylak, işsiz ve anti-toplumsal yapmıştır ki onları, yeniden komünal ekonomik düzene kazandırmak gerçek bir sosyal devrim ister. Liberal bireycilik, kanser kadar tehlikeli bir hastalıktır. Onu ancak özenle tedavi ettikçe komünal yaşama katabiliriz. Bunda, zihniyet ve ahlaki eğitim, büyük rol oynar. Fakat komünal ekonomiye giderken, bunun demokratik siyasetsiz inşa edilemeyeceğini bütün önemiyle kavramalı ve gereğini yerine getirmeliyiz. Kısacası, komün ekonomisini yeniden........

© Yeni Yaşam