Demokratik Toplum’u inşa etmede zihniyet ve vicdan devriminin önemi
Önder Apo’nun öncülüğünü yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum’u inşa döneminin en önemli boyutu, başarıya ulaşmasının garantisi bir yerlerden bekleyerek, edilgen pozisyonda kalarak değil, Demokratik Toplum sürecinin bir öznesi olarak; vicdan ve zihniyet devrimini gerçekleştirmeyle bağlantılıdır
Afşin Aybar
Ortadoğu bilgelik geleneğinde, üzerinde çokça durulan kavramların başında fikir-zikir-eylem gelir. Fikir; düşünce ve zihniyet alanına tekabül ederken, zikir; hatırlama, ibadet etme ve vicdani muhasebeyi, eylem ise düşündüğü ve yoğunlaştığını harekete dönüştürme, hayata geçirme olarak anlam bulmaktadır. Üçünün birliği sağlandığında ‘kendini bilme’ye ulaşılır. İnsan-i kâmil olunur. İçerisinde yaşadığımız çağda Ortadoğu Rönesans’ının yolu, zihniyet ve vicdan devrimi temelinde, bunlar üzerine yoğunlaşmaktan geçmektedir. Yine özellikle de 3. Dünya Savaşı temelindeki savaşlara, soykırım ve işgallere bakıldığında en çok zihniyet ve vicdan devriminin yoksunluğunu ve böyle bir devrimin hemen gerçekleştirilmesi gerektiği görülür.
Çağımızın en büyük hastalığı anlam yoksunluğudur. Herkes soruyor ve tartışıyor; ‘insanlık nasıl bu hale geldi?’ Anlam yoksunluğuna mahkûm edilmiş birey ve toplumdan devrimler yapmasını, bir şeyleri değiştirmesini, çözüm üretmesini bekleyemeyiz. Çünkü birey ve toplum zihniyet ve vicdan kırımına uğramıştır. Çok uzağa gitmeyelim, günümüzde toplumsal sorunlara çözüm bulamama, bunalımlar, sürekli savaş ve kaos hali bu kırımla ilgilidir. Sayamayacağımız ölçüde zihniyet çarpıtması ve vicdan sızlatan olay yaşanmasına rağmen bu olayların hızla unutulması, hesabının ciddi düzeyde sorulmaması kapitalist modernitenin yarattığı en büyük hastalık olan bireycilikle alakalıdır. Sorgulamayan, düşünmeyen, hissetmeyen........
© Yeni Yaşam
