menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zaferin adı Aksa Tufanı

55 26
18.01.2025

15 Ocak günü de, 7 Ekim’den sonra, Allah’ın günlerinden büyük bir gururla, güvenle, imanla zikredeceğimiz günlerinden biri olarak kayda geçti.

7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanının artçı dalgaları geçtiğimiz ayın başlarında 8 Aralık’ta Suriye’de 61 yıldır beklenen muhteşem devrimin önünü açtı.

Buradan hareketlenen dünyanın deveranı dönüp Gazze’de 466 gün dünyanın en güçlü ordularına karşı çok az bir maddi güçle ama büyük bir kararlılıkla, imanla, sebatla devam eden direnişi zafere ulaştırdı.

Güneş gibi gerçek, net, berrak, gurur ve umut verici bir zafer.

Dünyaya hükümdar olmuş eşkıya tasallutuna karşı bütün umutların tükendiği noktada gerçekleşen bir zafer. Dünyada zayıf bırakılmış iyilerin de sadece kararlılıklarıyla iman güçleriyle kazanabildiğini gördük böylece.

Nice az topluluğun nice çok topluluğa karşı zafer kazanabildiğini haber veren rabbimizin vaadinin gerçekleştiğini gördük.

Bunu Kitap’ta okuruz, inanırız da ne kadar iman ederiz hiç bilmeyiz.

Bu imanın gerçekler aleminde çok uzak hatta imkânsız bir ihtimal olduğunu düşünürüz çoğu kez. Bu sefer karşımızda eskiden olduğu gibi karşılaştırılabilir asimetrik güçler yok ki. Karşılaştırılamaz astronomik düzeyde asimetrik bir güç dengesizliği var. Dünyanın süper gücü ABD ve bazı Avrupa ülkeleri tarafından sınırsızca desteklenen

Siyonist savaş makinasına, efsanevi istihbaratı büyüklüğündeki bir güce karşı hangi oranda bir “az topluluk” galip gelebilir?

Hamas’ın askeri gücü ile İsrail’in süper teknolojik ve donanımlı gücünü karşılaştırmaya hiçbir matematik hiçbir mantık hiçbir istatistik yanaşmaz bile. Ama işte bu süper gücü Hamas dize getirdi. Bu az topluluk, bu az ve basit silahlı topluluk çok topluluğa, dünyanın süper gücüne galip geldi.

Böylece Allah’ın Kitabında anlattığı ve günümüzde birçoğuna pek tarihsel, pek mitolojik, pek irrasyonel gelen vaat bir daha apaçık bir gerçek olarak yaşandı.

Evet ölerek, yaralanarak, evleri tahrip olarak, aç kalarak, çoluk çocuğuna, kadınına yaşlısına, gazetecisine sağlık görevlisine, öğrencisine öğretmenine, insani yardım gönüllüsünden din adamına tasallut eden katliamlara maruz kalarak. 50-60 bin insan şehit oldu. Gazze’nin altı üstüne geldi, her yeri harap oldu.

Bu manzaraya bakıp değdi mi diyenler Gazzelilerin bakış açısıyla bakmayı denesinler. Savaşı veren........

© Yeni Şafak