menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Papa ölür, Papa seçilir, 2 milyar Müslüman ne yapar?

74 34
26.04.2025

Bir milyarı aşkın nüfusa sahip Katolik Dünyasının ruhani lideri Papa Fransiskus’un geçtiğimiz pazartesi sabahı 88 yaşında hayatını kaybetmesi gözleri ister istemez “ruhani liderlik” veya dünya ölçeğindeki bir “dini liderlik” makamının işlevselliğine çevirdi. İtalya’nın başkenti Roma içinde küçük bir semt kadar yer tutan Vatikan bağımsız bir devlet kabul ediliyor ve Papalık sayesinde 1 milyarın üstünde bir dünya nüfusu üzerinde çok derin bir nüfuza sahip. Tabii İtalya’nın payına bu nüfuzdan neler düştüğünü de ayrıca düşünebilirsiniz. Papa’nın ölümüyle birlikte bu dünya için bir boş makam dönemi (sede vacante) ortaya çıkıyor ve bu durum Katolik âlemi için bir geçici dönemdir.

Seçim yapılıp yeni bir Papa seçilinceye kadar anormal bir durum söz konusudur, hayat bu âlem için adeta durmuş sayılır, dünyada olup bitenlere karşı tepki verecek, onları algılayıp idare edecek bir beden varsa da bu bedenin başı olmadığı için birçok şey askıya alınmıştır. Ama askıya alınma yine de oradan tekrar indirilmek üzere geçici bir durumdur. Ama askıya alma hali başa gelmiş bir durum olsa da bir kesinti, bir felç halidir. O yüzden seçim son derece ciddi bir prosedürle tamamlanıncaya kadar nefesler tutulur, herkeste yeni liderin kim olacağından sonra bir liderin seçilmesine dair bir beklenti daha güçlü bir hale gelir. Katolik dünyasının her tarafından seçimden sorumlu olmak üzere kardinaller Roma’da seçimi yapmak üzere çağrılır ve onların bu seçimleri Konklav denilen bir süreçle yapılır. Konklav anahtarla kilitlenmiş anlamına gelen bir terim ki seçime girecek olanların Vatikan’daki Sistine Şapeli’ne seçici kardinallerin anahtarla kilitlenmesini ifade ediyor. Bu kilitlenme dışarıdan bir etkiye kapalı olmak ve seçimi yapmadan da buradan ayrılmamayı gerektiren bir tedbir. Seçim günlerce, haftalarca, hatta tarihte çok istisnai olmuşsa da aylarca sürebilir. Ama esas olan seçimin yapılmadan anahtarın açılmamasıdır.

(Yeri gelmişken hatırlayalım, Hulefa-i Raşidin’in her biri farklı bir yolla seçilmiştir, ama 3. Halifenin seçimi için Hz. Ömer’in 7 kişilik bir kurulu........

© Yeni Şafak