menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müslümana nasıl bakılamaz?

33 0
05.05.2025

Bir Müslümanın nasıl bakması gerektiğine dair bir teklifte bulunan her Müslümanın kaçınılmaz olarak mutlakçı bir dil kullanmak gibi bir tehlikesi olduğundan bahsettik.

Doğrusu dini dil, gramatik olarak böyle bir mutlaklığı içerir.

Birçok sosyolog bu dili nesnelci bir dil olarak fundamentalizmin çıkış kaynağı da saymıştır. Tabii sadece Müslümanlara özgü olmayan bir kaynak bu, hatta en yüzeysel değerlendirmede bile bunun en az etkilediği dinin İslam olduğu bile görülebilir.

İslam tarihinde bu nesnelci dilin Selefilik gibi bir tezahürü olmuşsa da Selefi olmayan,

sözümona daha hoşgörü iddiasında bulunan bazı sufi çevreler

gündelik hayat pratikleri ve yorumları konusunda Selefilerden daha da kesin, mutlak ve dışlayıcı bir yorumu benimsemişlerdir. Mesela, Türkiye’de

Ehl-i Sünnetçilik adına ortaya konulan dışlayıcı dil ve pratikler

bu açıdan enteresan bir model ortaya koyarlar. Aslında tarihsel olarak Ehl-i Sünnet olarak gelişmiş anayol İslami çizgi tam da yorum farklarını da tanıyan ve takdir eden bir sağduyu, bir bilgelik tutumu olarak temayüz etmiştir. Buna rağmen bugün bu yolu kendi tarihsel ve indi görüşleriyle kapatmaya çalışan yorumların ortaya koyduğu pratik, tipik bir

din esnaflığı

ndan başka bir şey değil.

“Müslümanın nasıl bakması gerektiği”

sorusunun çok önemli ve bir Müslümanın her durumda varoluşunu belirleyen en önemli soru olduğunu söylemiştik. Biraz daha inceltelim ifadeyi:

Belirleyici olan bizatihi böyle bir soruyu sorduran kaygıdır, arayıştır.

Yoksa bu soruya verilecek cevabın farklılaşabileceği, insanın bilgisine, yaşına, cinsiyetine, kültürüne göre boyutlanabileceğini herkes bilir.

Yani bu veya başka birçok

konuda Müslümanlar için ihtilafın caiz olduğunu söylememiz gerekiyor.

Muhammed Arkoun

, Fransa entelektüel ortamında aydınlanmış kafa yapısıyla dönüp Müslüman tarihinde insanların birçok konuyu düşünemediğinden, hatta

“düşünülemez alanlar”

olarak kapatıp o mahrem alanlara hiç girmediklerinden bahsettiğinde kendisine rahatlıkla “

mesela hangi konuda?

” sorusu sorulup meydan........

© Yeni Şafak