menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Biz Esed’i, zulmünü ve dostlarını Hama’da bildik

29 1
03.02.2025

Suriye’de 61 yıllık Baas, 54 yıllık da Esad Nusayri rejiminin zulmü altında yaşanan ağır zulüm ve istibdadın insanlık dışı boyutları 8 Aralık’tan itibaren bütün dünyanın gözleri önüne serildi.

Bütün Suriye halkı Seydnaya zindanından çıkmış gibi

mahrum bırakılmış olduğu özgürlüğüne büyük bir coşkuyla katılınca Esad’ın bu toplumu nasıl bir baskı altında tuttuğu, hürriyetinden mahrum bırakıyor olduğu bir kez daha görüldü. Bugün Esad’dan kurtulmuş olduğu için halk sergilediği sevinç gösterileriyle geçmişte ülkenin yaşamış olduğu zifiri karanlığa da ışık tutmuş oluyor.

Aslında Esed Rejiminin nasıl bir cani olduğuna dair 2011 yılından öncesine dair de yeterince ciddi tanıklıklar ve bilgi-belgeler vardı

. Ama kendi halkının 1 milyonunun kanı, belki bir o kadarının hapishanelerde veya işkence merkezlerinde kayıplara karışması,

12 milyon vatandaşının da yurt içine veya yurt içine doğru yerini değiştirmiş olması bile bazı insanların Esed rejimine karşı sınırsız iyi niyetlerini bozmaya yetmiyordu.

Gerçi o niyetlerini ısrarla bozmayanlar 8 Aralık sonrası Seydnaya ve diğer hapishanelerde ortaya çıkan görüntüler karşısında da o bozuk niyetlerini bozmadılar, belki sadece bir süreliğine sustular. Ağızlarını kazara açtıklarında bile yine dillerinden onca mazlum insanların çektiklerine dair en ufak bir anlayışlı söz çıkmadı.

Esed’i normal bir devlet başkanı, onun tam bir mafya-çete gibi yönettiği rejimi de normal bir devlet gibi görmek gerektiğini söylemeye devam ettiler.

Hatta Suriye’de yaşanan ve bütün halkın büyük bir coşkuyla kucakladığı, katıldığı ve kutladığı rejim değişikliğinin bile nasıl bir kurtuluşa yol açtığını görmeden “

bunca cefaya değdi mi?”

veya

“bu rejim değişikliğinden kim faydalanmış oldu

” gibi sorularla fantastik komplocu evhamlarını beslemeye devam ettiler.

Aslında Suriye’de Esed rejiminin zulmünün boyutlarını daha 2011 süreci başlamadan çok önce de

Hama’da

43 sene önce yaşanmış olan hadiselere dair tecrübeler ve hafızalar yeterince hatırlatıyordu. 1982 yılında

Hama’da irtikap ettiği katliamlardan ve insanlık suçlarından sonra Esed rejiminin iktidarda geçirdiği her gün ve her saat ona destek olanların hanesine yazılacak ağır bir vebaldir.

Aslında 2011 sürecinden itibaren Esed’i bu vahşete ve insanlık suçlarına sevk eden cani karakter bu konuda dersini ve yol haritasını Hama’dan çıkarmıştı: Durduruncaya, susturuncaya kadar, kalanları itaat ettirip hizaya getirinceye kadar korkutmak, işkenceyle öldürmek.

Esed rejimini de Hama’dan bildik onun bu zulümlerine destek olan bazı ülkeleri de, mesela İran’ın İslam devrimciliği yerine mezhep sosuna boyanmış Sasani yayılmacılığını da.

8 Aralık Suriye Devriminden sonra dün itibariyle Hama’da yaşanan o büyük........

© Yeni Şafak