Düşmanınla aran nasıl
1789 büyük
Fransız ihtilâlinin
fikrî temellerini hazırlayanlardan biri olan filozof
La Fayette
, meşhûr “İnsan Hakları Beyannâmesi” yayınlanmadan, bütün hukuk sistemlerini incelemiş ve
Vedâ Hutbesi’nde
yer alan adâlet ve insanlık prensiplerini öğrenince şunları söylemiş:
“
Ey şanlı Muhammed
! Adâlette öyle bir zirveye ulaşmışsın ki, kimsenin o seviyeyi aşması bugüne kadar mümkün olamamış ve bundan sonra da olamayacaktır!..”.
Vedâ Hutbesi, aynı zamanda bir “İnsan Hakları Beyannâmesi”dir.
Öyle adil olacaksın ki düşmanın bile seni takdir edecek.
**
Dört büyük melekten biri olan Cebrâil, İbrâhîm peygamber ateşe atıldığında ona daha ateşin içine düşmeden havada kavuşarak sordu: “Bir ihtiyacın var mı?”.
-“Sana bir ihtiyacım yok”.
- “O zaman Allah’tan, seni ateşten kurtarmasını iste”.
-“Hâlimi bilmesi bana yeter. Tekrar istemeye gerek yok”.
Kime güveneceğini iyi seçeceksin.
**
Bâyezîd-i Bistâmî, bir yolculuğu esnasında mola vererek bir ağaç altında yemek yemiş, sonra yoluna devam etmişti.
Epey bir müddet sonra torbasının üzerinde dolaşan bir karınca gördüğünde çok üzüldü.
Onu vatanından ayırmış olmanın derin hüznü içerisinde derhal geri döndü ve yemek yediği mekâna varıp o karıncayı yerine bıraktı.
**
Bahâüddin Nakşibend
yıllarca hasta ve bakıma muhtaç insanlara hizmet etti ve insanların geçeceği........
© Yeni Şafak
