menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Esir takası süreci ve enformasyon savaşları

25 1
03.02.2025

7 Ekim sonrasında İsrail’in askeri ve politik açıdan Gazze ölçeğinde istenileni elde edememesi, Netanyahu’nun Gazze konusunda nasıl bir projeksiyona sahip olduğu konusundaki eleştirileri de artırdı. Ateşkesin sonunda ne olacak ve İsrail Gazze konusunda nasıl bir politika benimseyecek gibi birçok sorunun cevabı oldukça muğlak. Bir sonraki gün ile ilgili ne yapılacağı noktasındaki belirsizlikler üzerinden ilerleyen bu işgal sürecini kendi açısından bir plana sabitleyen Netanyahu, Gazze 2035 planı ile neyi hedeflediğini göstermişti.

Askeri ve politik olarak Hamas’ı bitirmeye niyetli olan Netanyahu’nun Gazze ölçeğinde bu başarıyı sağlayamadığı açık. Bir direniş hareketi olarak geniş bir toplumsal tabana dayanan Hamas’ın agresif bir askeri kapasite kullanımına rağmen etkisiz hale getirilememesi, üzerine düşünülmesi gereken bir konu. Nitekim 7 Ekim’den bu yana Hamas’a yönelik ciddi operasyonlar düzenlenmiş, komuta kademesindeki birçok isim de suikasta maruz kalmıştır. Buna rağmen İsrail, askeri açıdan zafer elde edememiş ve bu süre içerisinde Hamas’a yeni katılımların olmasının da önüne geçememiştir. Direnişi eksen alan Hamas, zamanla toplumsal desteğini artırmış ve kamusal alanda ürettikleri meşruiyetle gücünü tahkim etmiştir.

Mearsheimer’ın da ifade ettiği gibi, bu bir direniş hareketiydi. Hamas İsrail işgaline karşı direniyordu ve işgal devam ettiği sürece Filistinlilerin direneceği açıktı.

Tüm bu göstergeler, direnişi kıramayan aksine tahkim eden İsrail yayılmacılığının başarılı olma imkanının olmadığını da gösteriyor. Öyle ki toplumsal desteği azami seviyeye çeken askeri ve siyasi her hareketin Gazze ve Filistin’in geleceğinde oynayacağı rol inkar edilmemeli. Bu sebeple Hamas’ı paranteze alacak herhangi bir........

© Yeni Şafak