İntihar furyası
Aksâ Tufanı’nın başlangıcından beri, Filistinlilerin Gazze’deki kayıplarıyla eş zamanlı olarak, karşı tarafın yaşadıklarının da akılda tutulması gerektiğini, böyle yapılmadığı takdirde sürecin tarih ve coğrafya açısından ne anlama geldiğinin anlaşılamayacağını savunuyorum. Karşı tarafın, yani savaşın saldırgan ve işgalci tarafının, İsrail’in.
Mesela ancak dikkatle bakanların ve detayları takip edenlerin fark edeceği bir konu var: Gazze’de yaşadıkları şok sebebiyle, İsrail askerleri arasında intihar vakaları, ordu tarihinin en yüksek seviyelerine tırmanmış durumda. İsrail ordu yönetimi alarmda, ama çözüm de bulamıyorlar. İsrail medyasına yansıdığı kadarıyla, 2025’in ilk yarısında, Gazze’deki görevleri bittikten sonra yaşadıkları yerlere dönen en az 18 asker, içine sürüklendikleri psikolojik bunalımdan çıkamayarak intihar etti. 2023’te 17, 2024’te de 21 İsrailli asker kendini öldürmüştü. İstatistikler, sayının giderek kabardığını gösteriyor.
Binlerce İsrail askerine TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) tanısı konduğu belirtilirken, Gazze’de kalıcı biçimde yaralanıp sakatlanan İsrailli asker sayısı da yine binlerle ifade ediliyor.
İntihar, Aksâ Tufanı’ndan önce de İsrailli askerlerin ölüm nedenleri arasında ilk sıradaydı. Örneğin 2022 tarihli bir raporda, bir önceki yıl görev sırasında ölen askerlerin 11’inin intihar ettiğinin altı çiziliyordu. Üstelik ölüm sebebi kayıtlara “kaza” olarak........
© Yeni Şafak
