Sudan çıkan balık olmak
İberik yarımadasında meydana gelen elektrik şebekelerindeki bir kesinti çok düşündürücü manzaralar ortaya koydu. Kesinti sonrasında toplumsal hayât tam mânâsıyla felç oldu. Ulaşım ve iletişim durdu. Trafik akışı bozuldu. İşler ve işlemler yürütülemedi. İşin trajikomik tarafı insanların yaşadıkları şaşkınlıklar ve sergiledikleri tuhaf davranışlardı.
Bu bana, Türkiye’de 1970’li senelerde yaşanmış olan saatler boyu devâm eden kesintileri hatırlattı. O zamanlar buna alışkındık. Her evde çok sayıda mum olur; bâzıları ise aydınlanma için gaz lambalarını hazır tutardı. Zâten memleketteki elektrik üretimi mahduttu. Kesinti başladığında evvelâ kısaca bunun “
umûmî bir arıza mı, değilse hâneye mahsus bir arıza mı olduğu”
araştırılırdı. Bunun için birileri, çok defâ çocuklar buna memûr edilir, pencereden dışarı bakılır vaziyet hemen anlaşılırdı. Eğer hâne dışında mahallede ışıklar yanıyorsa ârızanın hâneden kaynaklandığı anlaşılır, hemen evin sigortaları gözden geçirilir, tâmir edilip ışığa yeniden kavuşulurdu. Eğer mahalle topyekûn karardıysa ârızanın “umûmî” olduğu, çok defâ bilirkişi babalar tarafından ilân edilirdi. Hemen el yordamı ile bir yerlerde kibrit bulunur veyâ babalar çakmaklarını yakar, ortalık bir miktar aydınlatılır; mumlara veyâ gaz lâmbalarına ulaşılır ve etrâfında çeşit çeşit gölgeler büyüten zayıf bir ışıkla aydınlanma ihtiyâcı yeniden temin edilirdi. Doğrusu ben severdim o kesintileri. Hayâl gücümü çalıştırır, duvarlara akseden gölgeleri bir şeylere benzetir, zihnimde hikâyeler üretirdim. Sohbetlerin en koyulaştığı demlerdi o demler. Hattâ kesinti çok uzarsa halka büyür, komşular bile sohbetlere dâhl olurlardı.
1974 Kıbrıs Savaşı sırasında yaşanan mecbûrî karartmaları
da çok net hatırlarım. Mahalle bekçileri sokakları dolaşır, pencere camlarını koyu kâğıtlarla kapatmayanları ikâz ederlerdi. Büyükler kendi aralarında II.Umûmî Harp esnâsında yaşanan karartma hatıralarını paylaşırlardı. Biz de yeni nesiller olarak bu işten nasiplenmiştik.
Elektrik kesintisi olduğu için işler muhtemelen bir miktâr aksardı. Atölyeden, tezgâhtan bozma “fabrikalarda” illâki bâzı sıkıntılar yaşanırdı. Kesintinin, 70’li senelerde artık hayli yaygınlaşmış olan âletlere, meselâ o zamanlar frijder denilen buzdolaplarına, TV cihazlarına, pikap ,........
© Yeni Şafak
