menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Roma Avrupa Birliği’nin yeni başkenti mi?

74 1
20.01.2025

İtalya’nın Mussolini hayranı, faşizan düşüncelerini fazla gizleme gereği duymayan kadın lideri Meloni, heyecanlı bir tonda yaptığı konuşmasında

Roma’nın Avrupa’nın başşehri

olması gerektiğini iddia etti. Bu, târihsel olarak bakıldığında son derecede yanlış bir iddiadır. Yanlışın Meloni gibi faşizm yanlısı bir liderin ağzından çıkması yadırgatıcı olamaz. Çünkü târih faşistlerden öğrenilmez. Onlar, olsa olsa târihi kullanırlar. Üstelik çok kötü bir biçimde..

Avrupalılık ideolojisi ve kimliği nevzuhûrdur. Onun derin bir târihi yoktur. Bu eksikliğin farkında oldukları için Avrupalılar kendilerine bir târih anlatısı inşâ ettiler. Kadim Akdeniz târihinin derinliklerinde yatan

Grekoromen kültürü kökleri olarak

târif ettiler. Rönesans hareketinin bugünkü İtalya’da başlaması bu mirastan etkilenmesi tutarlı addedilebilir. Ama kıt’a sathında yaşanan diğer “Rönesansların” kendilerine Romalılık veyâ Greklik kimliği üzerinden bakması son derecede “yakışıksız”, eğreti bir durumdu. Evet, Roma İmparatorluğu’nun bugünkü

Fransa, Hollanda, hattâ Britanya’ya şöyle böyle bir dokunmuşluğu

, bu coğrafyalarda

garnizon merkezler

kurmuşluğundan da söz edilebilir. Ama bu kadarı, Akdeniz havzasındaki parlak Roma mirâsı ile mukayese edilemeyecek kadar zayıftır. Akdeniz Avrupa’sının bilhassa Doğu kısmıdır Roma mirâsının hakikî sâhibi.

Zeugma, Palmira, Petra

gibi muhteşem Roma şehirlerinden eser yoktur Avrupa’da. Mısır, Yunanistan Anadolu ile mukayese edildiğinde Avrupa’nın arkeolojik geçmişi gülünç kalır. Avrupa müzelerinin tıka basa Akdeniz’den kaçırdıkları eserlerle dolu olması tam bir komplekstir. Bergama sunağının Berlin’de esâret altında olduğunu aklı başında ,vicdan sâhibi herkes bilir. Bu manâdaki eserleri barındıran

Avrupa

müzeleri birer kültürel

cezâevidir

.

Ben sıklıkla Alpleri merkez alırım. Bu merkezden çizilen bir hat hakikî Avrupa’nın neresi olduğunu öğretir bize. Bu hattın aşağısında kalan coğrafya Akdeniz’dir . Balkanlar, ki biz orayı

Rûmeli

, yâni Roma diyârı olarak biliriz, Akdeniz’e dâhildir. Akdeniz dünyâsı aşağı yukarı Anadolu’nun ,ki burası da

Diyar-ı Rûm

olarak bilinir ve Fars hududû ile bitiştiği yerlere kadar uzar. Hâsılı

Cebel-i Târık’tan başlayan ve Ağrı Dağı’na kadar uzayan bir büyük coğrafyadır burası

. Elbette kendi içinde şaşırtıcı bir kültürel çeşitliliği mevcuttur. Lâkin müşterek paydası ,her köşesinin

Romalı........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play