menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki slogan ve bir gaflet üzerine

92 8
13.01.2025

Herkes nefesini tutmuş, Trump’ın vazifeye başlayacağı 20 Ocak gününü bekliyormuş. Eğer hakikaten de böyle yapanlar varsa , târih bilgilerini gözden geçirseler çok iyi olur. Böyle bir tâzeleme, ola ki eksiklikleri giderme işi ,kendilerine ne kadar büyük bir gaflet içinde olduklarını kavratır.

Biden ve Demokratları neocon bir azgınlığın ve saldırganlığın temsilcileri; Trump ve Cumhûriyetçileri ise muhtemel bir barışın garantisi olarak görmek gafletidir bu.

En doğrusu sâhada olup bitenlere bakmaktır. Trump, “ABD’nin Sûriye’de 5000 askeri vardı , şimdi ise bu 900’e indi derken” , sâhadan gelen haberler gerçek sayının hızla arttırıldığı ve 2000’i bulduğuna dikkat çekiyordu. Doğrusu bunun en az iki katı veyâ ona yakın bir sayı olduğunu düşünüyorum. Pekiyi ne yapacağız? Trump’ın bulanık ve bâzen de hatâlı ve hâta yaptırıcı beyânatlarına mı inanacağız; değilse sâhadan gelen haberlere mi? Trump mı bize doğruyu söylüyor; acı da olsa CENTCOM’un somut eylemleri mi?

20 Ocak târihine kilitlenmek bir saflıktır. Aklı başında olanlar görmektedirler ki, gelmekte olan gelecektir. Perşembenin gelişini anlamak için onun gelişini beklemek mânâsızdır.

Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir.

Evet, 2O Ocak sihirli bir târih değildir. Lâkin onun gelişini beklemek saflığının da bir açıklaması olsa gerekir. Bunun arkasında bir dizi düz akıl yürütmeler var. Trump’ın müesses nizam Amerikası ile kavgalı , hattâ intikamcı bir husûmet içinde (antiestablishment) olduğunu düşünüyor bu çevreler. O zaman soralım: Kimdir bu müesses nizamcılar? Bunların

Demokrat kadrolar içinde çoğunluğu oluşturan NATO merkezli neoconlar

olduğu söyleniyor. Bu kadrolar, Soğuk Savaş kalıntısı keskin bir Rusya düşmanı anlayışa sâhip, NATO’yu pekiştirerek bir Amerika- Avrupa bütünleşmesi hedefleyip, Avrupa’yı(Almanya) Avrasya(Rusya) bağımlılığından ve onun tarafından yutulmak tehlikesinden kurtarmak azmindedir. Bunların bir niteliği daha vardır. Ortadoğu’da ne Körfez Araplarını ne de İsrâil’i severler. O kadar ki, bu sevgisiz soğuklukları üzerinden........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play