menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir kültürel metamorfoz üzerine

62 1
16.01.2025

Biden ve Demokratlar 2020 seçimini kazandıklarında herkes bir oh çekti. Onlar, kaba saba Trump’ın bıraktığı izlenimin aksine, orta sınıf hassasiyetlerin temsilcisi olarak görülüyordu. Öyle ya;

çevreye, kurda kuşa, çiçeğe böceğe bu kadar titizlenen; eşcinsellerin, LGBT’nin, göçmen işçilerin hakları için kararlılık gösteren Demokratların insanlık için barış umudu olması kadar mâkûl ne olabilirdi?

Gelin görün ki, tam aksi oldu ve Demokratlar, NATO’yu Rusya karşısında savaş pozisyonuna geçirdi. Herkes kendisine yeni bir Soğuk Savaş mı yaşıyoruz diye sordu. Biden yaptığı konuşmalarda Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore’yi

insanlığın (Batı’nın) değerlerine karşı bir tehdit

olarak târif etti ve onlarla savaşacaklarını ilân buyurdu. Demokratlar bu iklimde dünyâya Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze’de soykırımına dönüşen Filistin-İsrâil savaşını hediye etti.

Bu paradoksal geçiş nasıl oldu? Robert Louis Stevenson’ın o büyüleyici romanı

Dr. Jekyll ve Mr. Hyde’ın Tuhaf Hikâyesi’

ndeki kurguyu neredeyse birebir karşılayan bir durumla karşılaşıyoruz. Aslında bu,

orta sınıfların kültürel ve zihinsel genetiğinde ortaya çıkan bir doku bozulmasının mahsulü

olan bir dönüşümdü (metamorfoz). Metamorfozun kökleri orta sınıfların temel (arkhe) formunu oluşturan burjuva geleneklerdeki sorunlu noktalara kadar geri çekilebilir. . Bunların başında, burjuvaların arılanma ve incelme tutkusu gelir.

Burjuvalık, zihnini ve ruhunu arılandırma peşinde koşan bir kültürel türdür.

Bunu kabaca iki şekilde yaparlar: Ya, geçmiş veyâ gelecek imgesi üzerinden. Saf (altın) bir geçmiş bulup, orada arılanmak ile saf (altın) bir gelecek bulup orada arılanmak iki zıt istikâmet olmakla; iki tarafı birbirine düşman etmekle berâber kuvvetli bir müşterek paydaya işâret eder: Arılanmak.. Arılanmacı, saflaştırmacı burjuva nesilleri, arılanma işini, çileciliği içine alacak şekilde, yarı dinî yarı dünyevî temelde entelektüel ve sanatsal bir mesele hâline getirdiler. Bu aynı zamanda onların sınıfsal misyonuydu. Burjuva mahremiyet bir arılanma sâhasıydı. Bunun yegâne dışavurumu, çok defâ siyâsal eylem olmakla berâber daha esasta

diğerkâmcı, kamucu, toplumcu sâiklerle

yapılan eylemlerdi. Bunda da çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Aristokrasilerin alabildiğine dışa vurumcu (biçimci), içi boşalmış dünyâları karşısında bu içe vurumculuk (özcülük) çok diri bir iddiaydı.........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play