menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kadının fendi aileyi yendi

10 0
19.11.2025

Türkiye bugün tarihinin en derin demografik dönüşümlerinden hatta yıkımlarından birini yaşıyor. Yüzeyde görünen yalnızca düşen doğurganlık hızı olsa da bu düşüşün arkasında yatan ve toplumsal bir mutabakatın sağlanamadığı ekonomik yüklerden toplumsal cinsiyet tartışmalarına, kültürel gerilimlerden aile kurumunun zayıflamasına kadar geniş ve birbirini besleyen bir kriz ağının bulunduğu kabul etmek gerekiyor. Dolayısıyla demografik tehlikeyi “gençler artık çocuk istemiyor” kolaycılığına sıkıştırmak gerçekliği perdelemekten öteye gitmiyor. İmkân, koşul ve kültürel iklim tarafından belirlenen çocuk sahibi olma davranışı, doğurunca yoksullaşan, doğurmayınca suçlanan bir neslin anatomisine doğru ilerliyor.

Bugünün Türkiye’sinde kadınların artan eğitim düzeyi, ekonomik bağımsızlık kazanımı ve özgürlük talepleri toplumsal gelişmenin doğal bir sonucu olarak görülse de, bu yükselişin aile kurumu üzerinde yarattığı yapısal baskı çoğu zaman konuşulmuyor. Kadının bireysel özgürleşme arayışı, kendi zamanını, emeğini ve yaşam planını belirleme isteği, artık geleneksel aile modelinin sabit kabul ettiği “fedakârlık, bakım ve süreklilik” yükümlülükleriyle çatışıyor. Toplumsal cinsiyet adaleti söylemi eylemde kadının bireysel tercihini merkeze alırken; aileye dair ortak sorumluluk, uzun vadeli bağlılık ve çocuk yetiştirme pratiğini giderek ikinci plana itiyor. Kadının kendi potansiyelini gerçekleştirme arzusu ile aile kurumunun gerektirdiği özveri arasında büyüyen mesafe, aileyi önce zayıflatan sonra da geciktiren bir dinamiğe dönüşmüş durumda. Bu süreç, kadınların güçlenmesini engelleyen bir eleştiri değil; tam tersine, bu güçlenmenin toplumsal organizasyon üzerinde nasıl bir kayma yarattığını gösteren sosyolojik bir gerçekliktir. Dolayısıyla “Kadının fendi aileyi yendi” sözü, kadınların kaçınılmaz özgürleşme mücadelesinin, hazırlıksız yakalanan aile kurumunun sınırlarını zorladığını ve yeni bir denge arayışını zorunlu kıldığını........

© Yeni Şafak