menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rami’de bir sergi: Yol ve Yâd

22 0
22.05.2025

Hac aylarının ikincisi olan Zilkâde’nin son haftasındayız. Sonrası Zilhicce’nin ilk on günü, yani Arafat’ta vakfe ve kurban!

Hac ayetinin (Bakara, 2/125) “Siz de İbrâhim’in makamından kendinize namaz kılacak bir yer edinin.” mealindeki ibaresinin hükmünce, zaten her bir gününün beş vaktinde Kabetullah’a yönelirken, kendilerine

Makam-ı İbrahim

’de ya ilme’l-yakîn /

imgesel

ya da ayne’l-yakîn /

tecrübî

olarak önceden edindikleri yerde (ve dolayısıyla Mescid-i Nebî’de)

bulunan

Müslümanlar, haccın vakti girdiğinde bu

ora(lar)da oluş

un değerini -ilgili haberleri izlemeleri, derin özlemleri, yollarını bekledikleri akrabaları ve dostları sebebiyle- daha bir yoğun hissederler.

Hayrettin Karaman Hocam

ın bundan birkaç gün önce, bu fakirle paylaşma rikkati gösterdiği şu kıymetli şiirini, mezkur hissetme bağlamında hem önemli bir

delil

hem de kendi yâdım için değerli bir

teşvik

olması sebebiyle -onun engin müsamahasına sığınarak- nakletmek istiyorum:


Kâbe Beytullâhtır ancak beyte sığmaz Rabbimiz

Bir mecâzdır beyti Rabbin maksat ikrâm hânesi


İsmi Beytullâh olan kutsal binaya bir dokun

Kalbimiz bir neş’e-i vuslât yaşar aşk lânesi


Gâfil olma ey hacı bu evde Hakk’a vasıl ol

Bunca zahmet bir huzûr almak içindir yâ nesi


Eyle tecdîd ahdini bezminde Rabbin söz idi

Bir siyâh taş oldu mührü öp onu nişânesi


Birdir Allâh beytinin hem yok cihanda bir eşi

“Sür çıkar ağyârı dilden” bak gönül Hak hânesi


Durmayıp döndükçe beytin çevresinde aşk ile

Her........

© Yeni Şafak