Müslüman sanatlarında tevhit hedef mi sonuç mu?
İnsanlar idrak gücünde ortaktır ama idrakin oran, usul ve esasında ortak değildir; zira idrak her insana, topluma, medeniyete; dile, inanca, ahlaka, siyasete, faydaya vb. göre farklılaşır.
Nitekim sûret kelimesine sözlük esasında Arapça gibi Semitik bir dil olan İbranca’dan baktığımıza da idrak cihetinden aynı sonuç ortaya çıkmaktadır. Örneğin Maimonides, tamuna: şekil ile tavnit: suret kelimelerinin aynı anlamda sanılmalarının doğru olmadığını belirterek şu üç ayrıma dikkat çekmiştir:
“…Tavnit kelimesi İbranicedeki bana fiilinden türetilmiştir, bunun anlamı bir şeyin bünye ve heyeti olup bununla bir şeyin kare, üçgen, daire vb. şekli kastedilir. Tevrat taki ‘Mişkan’ın (Çadır Tapınak) yapısı (tavnit) ve eşyalarının şekli (tavnit)..’ (Yaratılış: 3:2); “sana dağda gösterilen şekle (tavnit) göre...” (Çıkış, 25:40); ‘Kuş şeklinde (tavnit)...’ (Yasanın Tekrarı, 4:17); ‘el şeklinde (tavnit).’ (Hezekiel, 8:3); ‘Tapınağın giriş şekli/portresi (tavnit)..’ (Tarihler, 28:11)… pasajlarında tavnit kelimesi şekil anlamında kullanılmıştır. Bu anlamı sebebiyle İbranicede tavnit kelimesi herhangi bir sûrette Tanrı’yla ilgili nitelemelerde kullanılmamıştır.
Temuna kelimesi ise İbranicede teşkik yoluyla üç anlamda kullanılmaktadır. Birinci anlamı, zihnin dışında var olan ve duyu organlarıyla idrak edilen şeyin sûreti yani şekil ve şemailidir. Tevrat’taki ‘bir şeyin sûretini (temuna) yaptınız...’ (Yasanın Tekrarı, 4:16); ‘Bir sûret (temuna) görmediniz.’ (Yasanın Tekrarı, 4:15) pasajlar(ın)da bu anlamıyla kullanılmıştır.
İkinci anlamı bir........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein