menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dil kirlenince akıllar da kirlenir

43 3
24.06.2025

ABD-İsraili tarafından işgal edilen topraklarda, yaklaşık üç milyon kişinin dört bir yönden kuşatıldığı 45 bin kilometrelik dar bir alanı varlık mücadelesi tahtında savunan

Hamas’ın

7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı

Aksa Tufanı’ndan

beri ölüm, açık, işgal, yıkım ve acı ile eş anlamlı olan savaş kelimesinin artık kendi anlamında kullanılmadığı, bilakis ilgili birçok kavramla birlikte onun kendi bağlamından koparılarak tam zıddı olan bir içerikle kullanılmaya başlandığı yeni bir süreci yaşıyoruz.

Bu süreç aynı zamanda

aleni

olanın

resmi

olana peşkeş çekildiği ve dolayısıyla görünen yani som gerçek olan bir durumun resmileşmediği için yok sayıldığı, böylece gerçekleşenin muğlaklaştırılması yoluyla insan aklının alaya alındığı bir süreçtir.

Bunun “Artık en geçerli savaş aracı propagandadır” şeklindeki beylik söyleyişlerle, “teyit edilmemiş haber kullanılmaz” klişeleriyle bir ilgisi yok; propaganda kelimesinin yalancılık / sahtekarlıkla eşitlenmesiyle, teyidin aleni olanın varlığının inkar edilmesiyle bir ilgisi var.

Örneğin bir haber sunucusu şu cümleyi kuruyor: “ABD’nin, -İsrail savaş uçaklarının korumasındaki- en gelişmiş sığınak delici bombardıman uçaklarıyla İran’ın nükleer tesislerini vurmasının ardından, İran’ın buna vereceği cevapla

İsrail-İran Savaşı

ABD’nin de katıldığı daha büyük bir savaşa dönüşmek üzeredir.”

Dönüşmek üzere olan, 7 Ekim 2023’ten itibaren fiilen dönüşmüşün olanın ta kendisi değil midir?

Bu soruyu şu........

© Yeni Şafak