‘Yahudileri de Hıristiyanları da veliler edinmeyiniz’
ABD’nin başkanlık devir-teslim törenindeki konuşmalarda ABD-İsraili’nin Gazze’deki soykırımı vurgulansaydı; diğer din ve mezhep temsilcilerine verilen konuşma hakkı Müslüman birine de verilseydi; yeni başkan ilk iş olarak, önceki başkanın ‘Batı Şeria’da güvenliği zedeleyen aşırılıkçı Yahudi yerleşimcilere yaptırım’ kararnamesini iptal etmeseydi; yeni başkanın BM Daimi Temsilciliğine aday gösterdiği kadın, İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’da ‘İncil’den doğan bir hakkı’ olduğunu söylemeseydi… ABD’yi dost mu bilecektik?
Elbette ki hayır! Sadece Batı Şeria’daki işgalci Yahudilerin azgınlıklarını şeklen de olsa engelliyor gibi görünen söz konusu kararnamenin iptali bile, yakın geçmişte Kudüs’ü SiyoNazilere peşkeş çeken Trump’ın yeni başkanlık döneminde de ABD-İsraili lehine işleyebileceği bir dizi cürmün habercisidir.
Buna göre hal ve gidişat işgal, sömürü ve zulüm yani kısaca siyaset tanımlı olsa da biz yukarıdaki sorumuzu bu siyasetle kurabileceğimiz yeni ilişkilere göre değil, bizim için bunlardan çok daha önce bağlayıcı olan
imanî bir ilke
ile açıklamak durumundayız.
Bu ilkeyi ‘Ey iman edenler, Yahudileri de Hıristiyanları da veliler edinmeyiniz. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları veli edinirse, muhakkak o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu hidâyete erdirmez.’ mealindeki ayetle Kur’an’dan (5 Mâide, 51), bu ayetin tefsirini ise İmam Kurtubî’den nakledelim.
“Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:........
© Yeni Şafak
