“Liberal dünya düzeninin sonu mu?”
Soru bana ait değil. BBC’nin Rus gazetecisi Grigor Atanesian’ın ne dediği pek de anlaşılmayan aynı başlıklı bir yazısında yer aldı iki gün önce.
Yazarın “liberal dünya düzeni” tanımı pek hoş doğrusu: “Liberal dünya düzeni taahhütler, ilkeler ve normlar üzerine kurulu bir uluslararası ilişkiler sistemini ifade ediyor. Temelinde uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler (BM), BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi gibi kurumlar yer alıyor. Ayrıca, liberal dünya düzeni serbest ticaret gibi değerleri temsil ediyor ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından da destekleniyor. Bu düzenin ideolojik varsayımı, Batı tarzı liberal demokrasinin en iyi yönetim modeli olduğu inancına dayanıyor.”
Yanılıyorsam lütfen beni düzeltin ama “temelinde uluslararası hukuk”un olduğu bir dünya düzeni hiçbir zaman gerçek olmadı, hiçbir zaman hayata geçmedi. Hele son üç yüz yılda sürekli güçlülerin kuralları koyduğu, esnettiği, bozduğu, sonra yeniden kural koyup yeniden bozduğu bir sarmalın içerisinde debeleniyor dünya. Fakat Atenasian gibi “Avrupacıların” bu soruyu sorarak aslında dile getirmek istedikleri tam olarak şu: “Bu sarı manyak Trump, Putin’le falan anlaşıp Avrupa’yı mecalsiz bırakırsa ne halt edeceğiz?”
Ülkemizdeki Avrupa etki ajanlarının tutuşmuş paçaları da, savcı bir şirket CEO’sunu yahut TÜSİAD’ın bilmem nesini ifadeye çağırınca Avrupa’nın yeri göğü inletmiyor oluşu........
© Yeni Şafak
