menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uzak Doğu seferi

18 1
16.02.2025

Her milletin övünülecek tarihi, üzerinde kimlik inşa edilen kültürü ve inandığı bir dini vardır. Batı emperyalizmi ve yerli sürümleri bizi o kadar tedirgin etmişler ki, kendi tarihimizden, kültürümüzden ve dinimizden bahsetmekten çekinir olduk.

Bu hafta Sayın Cumhurbaşkanı-mızın Uzak Doğu seferini, 15-16. yüzyılda Osmanlı padişahlarının seferlerine benzetmek istedim; birden aklıma onlarca engel geldi. İlk olarak, padişahların seferleri daha çok askeri seferlerdir; çoğunlukla bir ülkenin fethi ve savaş için yola çıkılmıştır. İkincisi, gidilen yer hangi ülke olursa olsun, sefere konu olan ülke düşmandır.

Bir de, Erdoğan’ın seferini, padişahların herhangi birinin seferine benzetmek, hepten mayınlı araziye girmek olur. Efendim, zaten Cumhuriyet aydınları için padişahlar kötü bir temsilcidir. İçinde tek adamlık, diktatörlük vardır; Sultan Vahdettin’in İstanbul’u İngilizlere teslim etmesi gibi, birçok kötü örnek vardır.

Öne çıkardıkları kavramları şeytanlaştırdıkları için, Avrupa’daki bazı yayınlar Erdoğan’ı padişaha benzetir ve yerli sürümler bu durumu büyük bir iştahla kullanır. Hal böyleyken, siz kalkıp Sayın Erdoğan’ın Uzak Doğu seferini hem sefer olarak tanımlayacak, hem de büyük bir padişahın kimliği ile özdeşleştireceksiniz.

Bu, bir Cumhuriyet aydını için iman ve küfür meselesi gibidir; haşa, dinden çıkarsınız.

Bu milletin tarihinden haberdar olmayanlar, Türk milletinin kültüründen ve geçmişinden habersiz olanlar, Maveraünnehir’in ne olduğunu, Timür İmparatorluğu’nu, Babür Şahlığı’nı ve Hindistan’daki Türk devletlerini bilmezler.

Osmanlı Devleti döneminden Açe Sultanlığı’na, Osmanlı’nın sömürgecilere karşı mücadele etmek için yardım gönderdiği vb........

© Yeni Şafak