menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tutkulu CB adayı İmamoğlu portresi

25 1
04.02.2025

Bu yazıyı kaleme almaya değer mi diye çok düşündüm. Ancak ülke siyasetinin son yıllarına damga vurmuş bir figür olması açısından yazılması elzem hale geldi.

15 Temmuz darbe girişimi, ülkemize büyük travmalar yaşattı. Daha önce tüm bakanlıkları ve devletin sinir uçlarını ele geçiren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), darbe girişimiyle ülkeyi işleyemez hale getirdi. Birçok kişinin gözünden kaçmış olabilir; ancak 17-25 Aralık hukuk darbesi girişiminden 15 Temmuz darbe girişimine kadar geçen süreçte devletin iki sahibi vardı: biri meşru devlet, diğeri ise FETÖ devleti.

TUSKON başkanlığı yapan bir edebiyat öğretmeni ve örgüt mensubu, 500 iş insanının katıldığı bir toplantıda, Cumhurbaşkanı’na yönelik “Kim asıl, kim sahte göreceksiniz!” sözleriyle meşru devleti sahte, FETÖ devletini ise gerçek olarak ilan etmiş ve bütün iş insanları bu hezeyanı ayakta alkışlamıştı. 15 Temmuz darbe girişimi, bu teröristin iddialarının ne kadar ciddiye alınması gerektiğini bize gösterdi.

Bu hain örgütün bütün kurumlara büyük travmalar yaşattığı bir dönemde, İmamoğlu siyaset sahnesine çıktı. AK Parti, 2002’den itibaren, FETÖ ile fiili mücadeleye başlayana kadar, bu milletin kaderini değiştirmiş; özellikle geri kalmışlık ve fakirlik gibi, millete kader olarak sunulan makus tarihi yenmişti. Ancak sıra, Türkiye’nin dış güçlerle çıkar çatışmasına geldiğinde, FETÖ adeta çılgına dönmüş ve AK Parti hükümeti başta olmak üzere, var olan her düzenli yapı ABD ve FETÖ’nün doğrudan hedefi haline gelmişti.

Saat gibi işleyen AK Parti, bu travmalardan nasibini aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadeleye odaklanırken........

© Yeni Şafak