Terörsüz Türkiye: Zamanı gelmiş bir fikir
AK Parti hükümetleri döneminde devrim sayılabilecek o kadar çok adım atıldı ki, ülkemiz için tarihî öneme sahip birçok meselede kaydedilen ilerlemeler artık olağan karşılanır hale geldi. “Terörsüz Türkiye” fikri de bu bağlamda, sıradan bir temenni olmaktan çıkıp, gerçekleşmesi mümkün bir hedefe dönüşmektedir. Türkiye, yarım asrı bulan terörle mücadele sürecinin ardından artık şunu açıkça söyleyebiliyor: Terörsüz bir gelecek mümkündür ve bu gelecek, toplumsal bir iradeye dayanmaktadır.
Cumhuriyetin demokratikleşmesi, vesayet sisteminin tasfiyesi, Milli Savunma Bakanlığı da dâhil olmak üzere tüm kurumların siyasetin meşru denetimine girmesi, kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, ülkenin altyapıdan eğitime kadar temel sorunlarının çözülmesi… Tüm bu reformlar, devlet-toplum ilişkisini yeniden tanımladı. Ancak belki de en köklü dönüşüm, kırk yılı aşkın süredir Türkiye’nin enerjisini tüketen terör meselesinde yaşandı.
2004 yılında Diyarbakır’da yapılan bir odak grup toplantısında dönemin HDP il başkanının şu sözleri bu tarihsel değişimin özeti gibiydi:
“İslamcılar ve Kürtler bu devlet tarafından dışlandı. İslamcılar siyaset........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon