menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran başarısız olan bölgesel kaos siyasetinden vazgeçecek mi?

24 22
11.03.2025

İran devlet yetkilileri, Türkiye’de kendileri ile ilgili yazılıp çizilenlere hep bir alınganlık gösterirler. Bu alınganlığın sebebine gelince; güçlü bir diplomatik geleneği olan İran, kendi uygulamalarında alabildiğine rasyonel davranır, hatta rasyonelliği de aşarak çoğu zaman aşırı çıkarcı bir tutum sergiler. Fakat Türkiye entelektüelleri ile kurmuş olduğu ilişkiyi hâlâ devrim üzerinden okumaya çalışıyorlar. Fakat köprünün altından çok sular aktı.

İran’ın devriminden sonra, devrimi başka ülkelere transfer etmek gibi bir politikası vardı. Humeyni’nin ortaya koymuş olduğu söylem, Batı karşısında bütün zamanlarda yenilgiye uğramış Müslüman topluluklarda karşılık buluyordu. Bütün İslam ülkelerinde bu hareketin taraftarları ve karşıtları oluştu.

Her şey aslına rücu edermiş. Bugün bizim karşı karşıya olduğumuz İran İslam Cumhuriyeti, katı bir ulus-devlet modelinde, Fars milliyetçisi bir devlettir. Ülke çıkarı konusunda dünya umurlarında değildir; en radikal ulus-devletten daha çıkarcı bir dış politikaya sahiptir. İran, din ve siyaset üzerine baskın bir rol oynar; fakat bu baskınlık, İslam’ın cihanşümul yaklaşımından ziyade Şii mezhepçi politika olarak siyaset sahnesine yansımaktadır.

Obama’nın İran’ı dünya sistemine katma çabasında olduğu yıllarda, İran bu fırsattan bir Şii imparatorluğu çıkarmaya çalıştı. Trump’ın ambargoları ve İsrail ile karşı karşıya gelmesi ise İran’ın gücünü test eder duruma düşmesine neden oldu. Bu durum,........

© Yeni Şafak