İmamoğlu tarihin akışını tersten okudu
Soğuk Savaş döneminin belli başlı kodları vardı. NATO müttefiki ülkelerde siyaset, NATO konsepti gereği ABD’nin askeri vesayeti ve dış müdahaleleriyle şekillenirdi. Ancak Soğuk Savaş sonrasında paradigma kökten değişti. Türkiye bu değişime öncülük eden ülkelerden biri haline geldi.
Demokratların öncülük ettiği neoliberal dönemde, devlet otoritesinin zayıfladığı, etnik grupların devletleştiği, sivil toplum ve küresel müdahalelerin başat hale geldiği bir yirmi yıl yaşandı. Bugün ise ABD’de Cumhuriyetçiler, neoliberallerin aksine, güçlü ulus devletleri muhatap alan bir dış politika izlemektedir.
Türkiye son on yılda, dışarıdan dizayn edilen bir ülke olmaktan çıkarak, bölge ülkelerinin siyasetine olumlu katkılar sunan, uluslararası barış süreçlerinde liderlik rolüyle öne çıkan bir aktör konumuna yükselmiştir.
Dikkat edilirse, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede ABD artık rejim değil, iktidar değiştirecek gücü bile bulamamaktadır. Suriye, Libya, Gazze gibi çetrefilli meselelerde ABD doğrudan Türkiye ile çalışmak zorunda kalmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı’ndan Afrika’daki Türk etkisine, Kafkasya’daki çözüm girişimlerinden İslam ülkeleri arasındaki diplomatik inisiyatiflere kadar Türkiye, son on yılda “sert güç”, “akıllı diplomasi” ve “güçlü liderlik” unsurlarını birlikte kullanarak etkili bir bölgesel güç haline gelmiştir.
Biz bu satırları yazarken dünya liderleri Mısır’a doğru yola çıkıyordu. Trump planının ne denli........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon