Gazze gösterileri ve kanaat önderlerinin sorumluluğu
Geçtiğimiz hafta cuma günü TV Net’te katıldığımız programda Hasan Erdoğan bana önemli bir soru yöneltti: “Bütün dünyada gösteriler, kamu otoritesini harekete geçirmek için yapılır. Türkiye’de devletin tavrı zaten açık ve güçlü. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devletin bütün mekanizmaları bu sürece bütün ağırlığıyla girmiş durumda. Acaba Türkiye’deki gösterilerin zayıflığı, devletin bu kadar önde olmasıyla mı ilgili?”
Bu soruya cevabım şuydu: Elbette, İngiltere, Almanya, Hollanda, Amerika Birleşik Devletleri ve İskandinav ülkeleri gibi siyonizmin pençesi altında siyasi bağımsızlığı zayıflamış ülkelerde, halklar kendi hükümetlerini soykırıma karşı tavır almaya ikna etmeye çalışıyor. Eğer bugün Fransa’da, İngiltere’de, Kanada’da veya Avustralya’da siyasetçiler soykırımı durdurmaya dair demeçler veriyorsa, bilmeliyiz ki bu, sokaklardaki yüksek katılımlı gösterilerin oluşturduğu toplumsal baskının bir sonucudur.
Soykırıma karşı yapılan gösterilerin yalnızca devleti ikna etmek gibi bir amacı yoktur. Dünyanın dört bir yanında aynı anda gerçekleştirilen protestolar, birbirlerinden güç alan küresel bir vicdan hareketidir. Amerika’da bir üniversitede yapılan eylem, milyonlarca Filistin dostu tarafından paylaşılır; İskandinav ülkelerinde kadınların, kanlı kundaklara sarılı bebeklerle yaptıkları yürüyüşler,........
© Yeni Şafak
