Ribâ/faiz nedir?
Faiz kavramını bir şekilde bozup hükmünü de değiştirmek için usûlsüz yorumlar yapanlara karşı önce kendi yazdıklarımın bir özetini sunmuştum. Bu yazıda da bu konuda salahiyetli olduklarında zerre şüphe bulunmayan iki alimin yazdıklarını aktaracağım.
Prof. Muhammed Hamîdullah, İslam Peygamberi isimli kitabında (rakamlar paragraf numaralarıdır):
800. Arabistan’ın en ideal fuar bölgesi haline getirmek üzere, hepsi bir araya getirilmiş bulunuyordu. 984. Taif şehrinde çok sayıda Yahudi de vardı 985. Burada faizcilerin pek ateşli faaliyetlerine de kaynaklarda işaret edilmektedir:
986. İster nakit, ister hububat, yıllık 100/100 faizle ödünç olarak verilirdi. Yani borçlu kimse, bir yılın sonunda borcunu ödeyemezse, aynı şartlarla borç mukavelesi yenilenmiş olurdu, yani borç olarak alınan 100 dirhemin bir yılın sonunda 200, ikinci yılda 400, üçüncü yılda 800 ilah miktarında (ed’âfen mudâ’afa) ödenmesi lazım geliyordu.
805. Mekkeli sermaye sahibi tüccarlar Taiflilere ödünç para veriyorlardı. Bu arada O’nun öz amcası ‘Abbas’ı da bu ödünç alış-verişi işleriyle meşgul görmek, bizim için şaşırtıcı değildir. Esasen Veda Hutbesi’nde Resulullah, amcası Abbas’a borçlu bulunulan faizin tamamını ilga edip yok saydığını belirtmiştir.
1615. Çok daha önemli ve temel bir ıslahat niteliğinde olanı, Onun “faiz” konusunda getirdiği reformdur. İslam ödünç verilen paradan faiz alınmasını yasaklamıştır. Bu Şer’î kanunun hikmeti üzerinde münakaşa açmak eğilimindeki kimseler için bazı izahlarda bulunalım (Burada Hamîdullah Hoca, faizin sosyal, siyasi ve iktisadi zararları konusunda önemli açıklamalar yapmıştır):
İslam, önce faizci-tefeci kapitalistlerin elinden “faizle ödünç verme hakkını çekip almak” ve sonra da “ödünç verme işlemlerini devletleştirmek” suretiyle bu problemi halletmiş bulunmaktadır: Daha ilerde de göreceğimiz gibi ihtiyaç sahiblerine ödünç para sağlamak ve bu yolda tedbirler almak esasen bir hükumet işidir ve gerçekten hükumetler fertlerden (özel teşebbüsten) daha da kolay bir biçimde, acil ihtiyaçlar içinde kıvranan vatandaşlara ödünç sağlama hizmetini yerine getirmiş olmaktan dolayı bir karşılık, bir ücret veya faiz de almaksızın bu işi gerçekleştirebilir. Fakat faizsiz ödünç para vermeye kalkışmazdan önce yeterli para, yani sermaye sağlamak gereklidir… (Bu da devletin diğer gelirleri yetmez ise vergi ile elde edilecektir.)
Elmalılı M. Hamdi Yazır Efendi’nin tefsirinden (kolay anlaşılsın diye sadeleştirilmiş baskıdan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d