menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kokular hayattır

58 0
yesterday

Yüksek tepelerden, ağaçlıklı yollardan kıvrıla kıvrıla inersiniz aşağılara doğru. Sonra birden otomobilin açık penceresinden deniz kokusu gelir. Bu denizin yolcuları karşılamasıdır. Denizi olmayan bir iklimden denizi olana geçtiğinizi anlarsınız. Denizin nemli, tuzlu kokusu… Yanında denize dair bildiğiniz ne kadar şey varsa getirir hafızanıza bırakır. Güzeldir bunu yaşamak, denizin uzun süredir görmediğiniz çok sevgili bir dost gibi aniden gelip boynunuza sarılıvermesi…

Hayatı kokularla yaşamak, şeyleri kokularından bilmek, bazı duyguları size o duyguları yaşatan şeylerin kokularıyla hatırlamak… Hâlâ böyle şeyler var mı hayatımızda? Kokuları, bizde bıraktıkları izlerle, hatıralarla, zamanlarla birlikte hafızamızda biriktiriyor muyuz hâlâ? Sanki pek fazla yapmıyoruz bunu artık. Belki büyük şehirlerin içinde daha çok makine, asfalt, beton, is, kir bulunan baskın kokuları siliyor kendini sakınan, bağırgan olmayan, buna ihtiyaç duymayan başka kokuları. Ne yazık? Yüzlerce şiir ilk adımını bir şeylerin kokusuyla atmıştır oysa. Birçok roman içine nice kokuların karıştığı tasvirlerle açılır. Nice öyküyü içindeki kokular olmadan düşünemezsiniz. Hayatı kavrarken, şeyleri........

© Yeni Şafak