Döngüyü kuran algı
Her günü bir önceki günün tekrarıymış gibi yaşıyoruz sanki. Var gerçekten böyle bir şey; hemen hemen aynı şeyleri aynı vakitlerde tekrar tekrar yapıyoruz. Modern hayatın karakteri bu, bu hissi fazlasıyla veriyor insana. Hayatın tabiatı da böyle mi peki? Gerçekten sürekli kendini tekrarlayan bir kısır döngüsü mü var alemin? Yoksa biz mi sürekli kendini yenileyen o tabiattan kopup, vazgeçilmez olduğuna kendimizi inandırdığımız rutinlerden böyle sürekli başa saran bir hayat kurgusu oluşturduk?
Anton Çehov’un ‘Altıncı Koğuş’ isimli eserinden belki işimize yarar diyerek birkaç cümle alıp buraya sabitleyelim: “Bir adamın her gün aynı şeyleri görmesi, aynı kişilere rastlaması, aynı sözleri işitmesi... Bu, yavaş yavaş, damla damla düşen bir işkencedir. İnsan, her gün değişmeyen, donuk bir hayatın zincirine vurulmuşsa, onun ruhu da giderek kurur, katılaşır. Dışarıdaki dünya ne kadar hareketli görünürse görünsün, senin için artık bir manası kalmamıştır.”
Rutin gidişatı içinde hayatın bizim artık dikkatimizi yöneltmediğimiz yerlerinde neler oluyor, neler yaşanıyor; bunlardan gerçekten haberdar mıyız? Belki de biz rutine bağladığımız sanal hayatlar içinde mahpus haldeyiz ve hayatın gerçek yüzünde neler yaşandığına körleşmiş ve sağırlaşmış durumdayız.
Hayat, içindeki her şeyle........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein