Aptallık çağında anlam
İnsanların idrak kanallarını tıkayan pek çok etkenin olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Düşünebilme ve anlayabilme kabiliyetimiz zihin körleştirici araç ve alışkanlıklarla, nevzuhur manipülasyon teknikleriyle, çatışmayı kışkırtan sığ atışma ortamlarının etkileşimleriyle her geçen gün biraz daha dumura uğratılıyor. Bir meseleyi etraflıca değerlendirip makul bir neticeye bağlamaya çalışanların nesli hızla tükeniyor. Hepimiz ya bir aptala ya da potansiyel bir aptala dönüşmek tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Her gün dünyanın orasında burasında milyonlarca insan her an bir başkasına çok aptal olduğunu söylüyor ya da bunu en azından içinden geçiriyor. Aptallığın bu kadar çok ve yaygın şekilde şüphe uyandırdığı bir gezegende insanların aptallıktan kendilerini vareste tutabilmelerinin tek açıklaması seçilmiş kişiler olduklarını düşünmeleridir ki bu da aptallığın bir başka çeşididir.
Yüksek sesle, “Ben asla bir aptala dönüşmem!” diye haykıran varsa biraz sakinleşip gündelik hayatını doldurduğu şeyleri bir kere daha gözden geçirsin. Orada rutin olarak yaptığı ve sonu rahatlıkla aptallığa çıkabilecek ne çok yeni alışkanlık edindiğini görecek, muhtemelen de buna çok şaşıracaktır. Şaşırmıyorsa, zaten........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d