İletişimini doğru yapan desteklenir. Savaşta ve barışta…
Terör devleti İsrail’in İran’a saldırılarına bu kez kayıtsız kalınmaması yeni bir savaşı başlattı… İki ülke birbirlerini karşılıklı hava saldırılarıyla, nokta atışı operasyonlarla vuruyor… Savaşın haftalar, belki daha da uzun süreceği konuşuluyor…
Bu tabloda dünya kamuoyu çoğunlukla kimin yanında? İsrail’in…
Peki bunun sebebi ne? İletişim boyutunda iki sebepten söz etmek mümkün…
İlki, İsrail’in yürüttüğü, indirgemeci bir yaklaşımla “Ülkemin ve halkımın güvenliği için İran’ın nükleer güce sahip olmasını bir tehdit olarak görüyorum” cümlesiyle özetlenebilir… Tabii bu yolda yalnız değildi… Altın vuruşu da 12 Haziran’da İran’ın, nükleer silahların yayılmasının önlenmesine yönelik yükümlülüklerini ihlal ettiğini açıklayan
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu
yapmıştı…
İran’ın bir ‘
İslam devleti
’ olması, Türkçeye
ön
ikna
olarak çevrilen ‘
presuasion
’ (konuyla ilgili yazımız için: https://shorturl.at/eS5Lm) süreçleriyle beslenip büyütülmüş
İslamofobi’yi
daha da palazlandıracak her türden malzemeye kaynaklık etmesi cabası…
Buraya kadar olan kısım, İran dışındaki kaynakların yürüttüğü iletişime dairdi… İşin ikinci boyutu ise İran’ın kendi iletişimine dair ne yaptığıyla ilgilidir… İran ne yapmıştır?.. Kendi tezinin iletişimi hususunda başarılı olabilmiş midir?
Elbette ki bu ve benzeri soruların cevapları İran açısından olumsuzdur… İletişimini yapamamıştır. Sonuç olarak; İsrail, nükleer güce sahip olmasının gerekliliğini bir güzel meşrulaştırmışken, aynı coğrafyada, neredeyse tamamen aynı........
© Yeni Şafak
