menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yargı, muhalefeti cezalandırma aracı mı?

14 1
18.03.2025


Türkiye olarak oldukça kritik ve bir o kadar da tehlikeli bir dönemden geçiyoruz.


İktidar sahiplerinin, tüm propaganda imkanlarına rağmen, her türlü yetkiye sahip olmalarına rağmen kendi politikalarını eleştiren muhalefet partilerine, basın-yayın kuruluşlarına, yazarlara, yorumculara baskı uyguladığı bir dönemi yaşıyoruz.


Halbuki anayasamızda vurgulanan "sosyal demokratik hukuk devleti" tanımı gereği, muhalefetin görevi hükümeti eleştirmek, medya basın oranlarının görevi de vatandaşların sesi olmaktır. Vazifelerini yapanlar adeta, "Sen niye vazifeni yapıyorsun?" diye suçlanıyor.


Muhalefet, iktidarla bir olur, hataları görmezden gelirse, medya basın organları da iktidarın şakşakçılığını yaparsa, söyler misiniz vatandaşların sorunlarını kim gündeme getirecek? Böyle bir körler-sağırlar tablosunda ülke ve millet yararına bir çözüm çıkabilir mi? Bu sebeple ülkemizde sorunlar büyümeye devam ediyor.


Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin İzmir İl Kongresi'nde yaşadığı sorundan da yola çıkarak şunları söyledi:


"Trabzon'da bir konuşma yapıyorum, gecesine bir linç kampanyası başlıyor. Hüseyin Baş hakkında soruşturma açılmış… Hakkımızda yurt dışına çıkış yasağı ve her hafta imza atacaksınız şartı getirilmiş. Gittik ilk imzayı attık, ikinci imzayı attık. Cumhurbaşkanı'na hakaret soruşturmasında Adalet Bakanlığı'nın kovuşturma izni vermesi gerekiyor. Onu bekliyoruz."


"Bakanlık bir imza atacak, daha sonra savcılık da iddianame hazırlayıp imza atacak ve ben yargılanacağım. Bu iki imza atılana kadar ben adli kontrol şartı için dokuz imza attım, kim bilir kaç tane daha imza........

© Yeni Mesaj