menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kahraman Türk Kadını

14 30
08.03.2025
Günümüzden 164 yıl önce, 8 Mart 1857 tarihinde New York'ta 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları talebi ile bir tekstil fabrikasında greve başladı.

Polisin müdahalesi, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve ardından çıkan yangın sonucu 129 kadın hayatını kaybetti.

Bu olay uzun süre hafızalarda kaldı.

8 Mart tarihi, 60'lı yılların sonunda Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Nihayet BM Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ı, 'Dünya Kadınlar Günü' olarak kabul etti.

8 Mart, Türkiye'de 1921 tarihinde yani henüz Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlığında, 'Emekçi Kadınlar Günü' olarak kutlanmaya başlandı.

Atatürk, bir toplumun gelişmesinde kadın faktörünün önemini çok iyi bilmekteydi.

Bu yüzden kadınların eğitimine, toplumda erkeklerle eşit haklara ve çalışma şartlarına sahip olmalarına, her anlamda kendilerini geliştirmelerine büyük önem veriyordu.

Atatürk bu konuda şöyle diyor: "İnsan toplulukları kadın ve erkek iki cinsten oluşur. Mümkün müdür ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, diğerini ihmal edelim de kütlenin tamamı ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki göklere yükselebilsin?"

Bu sözler aslında asırlar boyu kadını yok farz eden, hiçe sayan ve aşağılayan bir anlayışa tepki niteliği taşıyor.

Maalesef yıllarca bu çarpık zihniyet din olarak kabul ettirilmeye çalışıldı.

Kadınlar ve özellikle kız çocukları eğitimsiz bırakıldı, toplum hayatının dışına itildi.

Şunu söylemek lazım ki kadın gerçeği, hayatın başlangıcı ve temelidir.

Kadın unsurunu yadsıyarak hiçbir gelişme yakalanamaz, hiçbir alanda istenen ilerleme........

© Yeni Mesaj