menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Akıl ve inanç: Haritasız yolculuk olur mu?

16 1
22.03.2025


Türkiye'de tartışmaların rüzgârı hep iki taraftan eser: Ya akıl her şeydir, duygular gereksizdir diyenler ya da inanç ve hislerle yaşayan, aklı devre dışı bırakanlar. Ama işin gerçeği şu: Hayat ne sadece akılla ne de sadece duyguyla yaşanır. Tıpkı şu iki sözün bize söylediği gibi:


"Aklı olmayanın dini yoktur." Yani, din körü körüne inanarak değil, akılla anlaşılmalı.


"Akıl, aşkın şehrinde çamura batmış bir merkeptir." Yani, akıl her şeyi açıklayamaz; bazı şeyler hissedilerek, sezgiyle anlaşılır.


Bunu bir yolculuğa benzetelim: Harita olmadan bilinmeyen bir yere gidebilir misin? Belki gidersin ama kaybolma riskin büyük. Peki, sadece haritaya bakarak bir şehri gerçekten keşfedebilir misin? O şehrin ruhunu yaşamak, insanlarıyla konuşmak, sokaklarında kaybolmak gerekmez mi? İşte mesele tam da bu.


Din ezber değil, anlamaktır


Geçenlerde bir gençle sohbet ettim. "Namaz kılıyor musun?" diye sordum. "Evet" dedi. "Peki, neden kılıyorsun?" diye sordum. "Çünkü öyle öğrendim" dedi. "Peki, namazın anlamı ne? Sana ne katıyor?" diye sordum. Cevap yok. İşte bütün mesele bu soruda kilitleniyor. Namaz spor mu? Ramazanlarda ki teravih kıldıran jet imamlara bakarsanız biraz öyle. Nerde namazda ki huşu, nerde namazın insana kazandırması gereken insan olma, adam olma ,kul olma bilinci? "Namaz insanı bütün kötülüklerden uzaklaştırır," doğru. Eee bakıyoruz işin pratiğinde bunu göremiyoruz. İnsan sormadan edemiyor, sorun namazın kendisinde mi? Yoksa namazı kılanda mı? Görünüş de namazın bütün kurallarına riayet edilerek kılınmış olmasına rağmen, namazın insana kazandırması gereken güzellikler hayata yansımıyor,........

© Yeni Mesaj