Kavgam İmamoğlu için değil adalet ve Türkiye içindir
Bu iki anlayış dışında hiçbir parti, kurum, yapı bu sürecin bir hukuk-yargı süreci olmadığını biliyor, görüyor.
Avrupa ve ABD medyası bile, 'Erdoğan, siyasi rakibini devre dışı bırakmak istiyor' manşetleri atıyor.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un yine mağdura yatarak; 'birtakım mahfillerin siyasi ve ideolojik saiklerle soruşturmaların selametine halel getirme çabası içerisinde olduğunu görmekteyiz…'
'Sayın Cumhurbaşkanımızı da töhmet altında bırakmayı amaçlayan bu tip çabaların karşısında dimdik durmayı ve bu ideolojik iftira kampanyalarına karşı Cumhurbaşkanımızın hukukunu korumayı sürdüreceğiz' sözleri hem itiraf ve yargının bağımsızlığına gölgedir.
Benim derdim
Benim derdim, kavgam ne İmamoğlu, ne Erdoğan ne de başka bir isimdir. Benim derdim vatanımızdır, milli ve manevi değerlerimizdir ve göz göre göre bu değerlerin tarumar edilmesidir.
Yüce Allah (c.c); 'Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın).' (Nisa 135) ayetine muhatap olmaktır.
'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' Hadisi şerifince şeytan olmamaya çalışmaktır.
Ve soruyoruz: Mevzu diploma ise neden dün susup, bugün konuşuyorsunuz. Haksızlık senin mahallende olunca feryat edip karşı mahallede olunca neden seviniyorsunuz?
Mevzu terör örgütleri ile işbirliği ise terör örgütleri ile örgüt başları ile kimlerin muhatap olduğu, kimlerin, kimleri yücelttiği, her türlü imkanı seferber ettiği ortada.
TBMM koridorlarında 'Sayın Öcalan, kurucu........
© Yeni Mesaj
