Trigomolu Hristalla Muna’nın hayat hikayesi… (2)
Tales of Cyprus yani “Kıbrıs’tan Hikayeler” başlıklı internet sayfasının yaratıcısı, akademisyen-grafik sanatçısı, araştırmacı yazar Avustralya’dan arkadaşımız Konstantinos Emmanuelle, Trigomolu Hristalla Muna’nın hayat hikayesini kaleme aldı… Biz de bu değerli röportajı, okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik. Konstantinos Emmanuelle, “Tales of Cyprus” Facebook sayfasında Hristalla Muna’ya ait çok değerli eski fotoğraflar da paylaştı… Bu fotoğrafların bazılarını da sayfamıza teşekkürlerimizle alıyoruz… Konstantinos Emmanuelle, devamla şöyle yazıyor:
*** Hristalla, 1954 senesinde bir gün Lidra Palas Oteli’nde özel bir baloya katılacaktı… “Kıyafet balosuydu bu ve ben de birincilik ödülünü kazanmıştım, ödül de Beyrut’a ziyaretti…” diye anlatıyor. “Ancak ailem yurtdışına yalnız ziyaret etmeme izin vermiyordu… Bay Louis bana ‘Üzülme, ne zaman seyahat etmek istersan, ben sana yardım ederim’ dedi. Bir kez daha elime yurtdışına gitme fırsatı geçecekti, bu kez Mısır’a idi ancak ailem yine kabul etmedi. Ancak bir akrabayla gidersem izin vardı, tek başıma gitmeme izin yoktu. Buna uymak zorundaydım. Babam da bana ‘Gidersen babanı kaybedersin, istersan git yurtdışına’ dedi. Yurtdışına gitmemi istemiyorlardı ancak bilirsin beni ne kadar durdurmak isterlerse istesinler, ben de o kadar çok gitmek istiyordum. Seyahat etmek istiyordum. Ailem o kadar kaygılıydı ki köy papazı olan Papa Yannis’e, bana herhangi bir belge vermemesini tembihlemişlerdi. Ancak benim bir planım vardı. Samuel Okulu’nda öğretmenlik yapmakta olan bir papazdan pasaport almam için bana yardım etmesini istedim, o da tüm belgeleri, doğum belgemi, doğum tarihimi, bekar olduğuma dair belgeyi falan hazırladı. Böylelikle İngiliz pasaportumu alabilecektim. Ancak abim Vasso bunu öğrenince, pasaportumu alıp bir dolaba kilitledi. Vasso’nun bilmediği bankada özel bir master anahtara sahiptim, böylece dolabı açtım ve pasaportumu geri aldım. Vasso eve döndüğünde yüzüne doğru pasaportumu salladım, o da başını sallayıp güldü…”
*** “İstediklerimi yapmam için bana özgürlük tanıyan bir aileye sahip olduğum için şanslıydım ancak yine de evlendiğimi görmek istiyorlardı… Lefkoşa’da çalışırken bana Melburn’da Haralambos Muna adlı bir Kıbrıslı adamın benimle evlenmek istediğini söylediler. Haralambos bana bir mektup yazdı ve Avustralya’ya gitmemi önerdi. Ben de ona yazdım ve Avustralya’ya kardeşlerimi görmeye gideceğimi ancak herhangi bir söz veremeyeceğimi belirttim. İlgimi çekmiyordu…”
*** 1956 yılı başlarında Hristalla sürüş ehliyeti almaya karar verdi Lefkoşa’da. “O günlerde modern bir kadın olarak araba sürebilmeliydiniz” diyor gülümseyerek. “Arkadaşlarımdan arabalarını isteyebilirdim, bundan utanmıyordum. Vitesli bir arabayı kullanmayı öğrenmiştim. Yeğenim Mavri’nin bir Ford Zephyr arabası vardı ve zaman zaman sürmeme izin veriyordu. Bir kıza aşıktı ve onu kıskandırmak maksadıyla, kızın evinin önünden geçerek arabasını sürmeme izin veriyordu. Nihayetinde evlendiler ve bir aile kurdular. Araba sürerek her yere gidiyordum…”
*** “Kıbrıs’tan ayrılmazadan önce Haralambos’un ailesini ve düşük yaparak Mağusa’da hastanede yatan kızkardeşini ziyarete gittim. Abimin bir arkadaşından bana arabasını vermesini istedim. O gün çok yağmur yağıyordu. Gelecekteki kaynanam ve kaynatam kaygılıydılar çünkü ineklerini dışarıda bırakmışlardı, onları arabayla Aysergi’ye götürebileceğimi söyledim, böylece ineklerini ahıra koyabileceklerdi…”
*** Ekim 1956’da Hristalla Kıbrıs’tan ayrıldı ve 11 Kasım’da Melburn’a vardı. 22 yaşındaydı. “Gemimizin adı Faminia idi. Angeliki adlı iki çocuklu bir kadınla kamarayı paylaşıyorduk. Melburn’a gittiğimde ve gemiden indiğimde Haralambos’un iki erkek kardeşimle birlikte beni bekliyor olduklarını görmek şaşırtıcıydı. Birbirlerini tanıdıklarını bilmiyordum. Bir Pazar günüydü. Haralambos bana birinci yeğeninin Neofitos Athanasiu adlı bir adamla evleneceğini ve benim de kendisiyle birlikte düğüne gitmemi istediğini söyledi. Çabucak limandan ayrılmak istiyordu çünkü gelini kiliseye o götürecekti. “Hiç de olmaz” dedim ve uygun bir giysim olmadığını gerekçe gösterdim. Bana doğru eğilip İngilizce olarak “İstek varsa, bir yol bulunur” dedi. Ben de “Seninle gelmiyorum hiçbir şekilde” dedim ve oradan kardeşim Yeorgios ve eşi Yanulla’yla birlikte ayrıldım. Hatırlarım da siyah bir Vauxhall sürüyordu… Diğer kardeşim Yannis’I de yol üzerinde Ballarat’a bırakacaktık…”
*** Haralambos Hristofis Muna, 10 Şubat 1929’da Mağusa’ya bağlı Aysergi köyünde doğmuştu. Babası Hristofis Hacımuna, annesi de Panayota Anthia idi. Andriku, Andonis ve Pandelitsa adlı kardeşleri vardı. Haralambos 21 Mart 1951’de Protea gemisiyle Avustralya’ya göç etmişti.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein