Tahtagala’dan hatıralar: Ziba nenemin dokuma tezgahı, Afet Deyze, Kazım Çavuş…
Rahmetlik Ziba Nenem sele sepet örmekle galmayıp aynı zamanda tezgahta bez da dokurdu. Bu yüzden Gonedra’dan şehere gelirken, tezgahını da şehere getirmiş. Tahtagala’da gün boyu tezgahta bez dokurmuş… İşte bu tezgahta bez dokuyarak ailesinin hayatta galmasını sağlamış… Dedemden çokluk hayır yokmuş çünkü…
Rahmetlik anneciğim Türkan Uludağ’ın kaleme aldığı hatıra defterine göre Ziba nenem, henüz iki yaşındayken öksüz galmış… Ziba nenemin gızgardaşı olan Afet Deyze, Mustafa Efendi ile evliymiş… Öksüz galan Ziba nenemi Mustafa Efendi ve Afet Deyze evlatlık edinmişler… Mustafa Efendi, “sülüsüne vasi” yani malının üçte birini Ziba neneye bırakarak yapmış bunu… Herhalde o günlerin genel geçer kuralı ya da yasası böyle olmalıydı diye düşünüyorum…
Gonedıralı Afet Deyze’nin ilk eşi Mustafa Efendi genç yaşta vefat edinca, Afet Deyze Evdimli Kazım Çavuş’la evlenmiş… Bu, her ikisinin da ikinci evliliği imiş… Kazım Çavuş, daha önce Leymosun’da evli imiş… Bu evliliğinden evlatları varmış… Afet Deyze, onun ikinci eşi imiş…
Gelgelelim Leymosun ve Evdim’e alışkın olan Kazım Çavuş, Gonedra’yı hiç beğenmemiş… Su olmadığı için köyde çok sıkılmış. Gonedıra kurak, çorak bir köymüş… Bunun üzerine Afet Deyze’nin ilk eşinden galan mallarını satıp savıp şehere yerleşmişler… Lefkoşa’nın meşhur Ermu Caddesi’nde bir ev ve bir dükkan satın almışlar… Afet Deyze’nin gendi çocuğu olmadığı için Ziba nenemin çocuklarını – annemi, deyzelerimi, dayılarımı – gendi çocukları gibi okutmayı, evlendirmeyi, bazılarına birer ev bağışlamayı vazife bilmiş… Nitekim Şerif Deyze’yi, Kazım Çavuş’un kızkardeşin oğlu Zaim Enişte’yle evlendirmişler… Mustafa Dayı’yı da Kazım Çavuş’un torunu Nekiye Hanım’la evlendirmişler…
Kazım Çavuş ve Afet Deyze, yalnızca Ziba nenenin evlatlarıyla – annem, deyzelerim, dayılarım – ilgilenmekle galmamışlar, aynı zamanda çeşitli köylerden gelen akraba ya da tanıdıklarının çocuklarını da okutmuşlar, evlerinde yatıp galkmış bu çocuklar ve okuyabilenleri okutmuşlar, üst üste iki sene sınıfta galan olursa, onları gerisin geri köylerine yollamışlar. Annem hatıralarında bunları da anlatmış…
TAHTAGALA’DA HANAYLI BİR EV…
Afet Deyze ve Kazım Çavuş, Gonedra’dan şehere taşındıktan sonra, Ziba Nenem da, Mehmedali Dedem’nan birlikte Gonedra’daki evlerini satıp Tahtagala Mahallesi’nden bir ev satın alacaklar ve 1918 senesinde Lefkoşa’ya yerleşeceklerdi. Annem henüz bir yaşındaydı şehere geldiklerinde… Bu eve bir hanay yapmış Mehmedali Dede, annemin kaleme aldığı hatıralarda bundan da bahseder…
Ziba Nene, sele sepet örmeyi bilirdi, Mehmedali Dedem da talar örer, tahta gaşık oyardı… Abim Alper bana Mehmedali dedenin sandal ağacından tahta gaşık oyduğunu anlattı… Zeytinden da gaşık oyardı ve bu gaşıklardan biri annemden bana miras galdı, onu gözüm gibi saklarım şimdi – onlarca yıl gullandım ama son artık gorktum ansızın gırılmasın diye ve gidip başka bir tahta gaşık buldum, dedemin zeytin ağacından oyduğu ve benzerini her tarafta aradığım halde hiç bulamadığım bu güzel gaşığı emanete aldım… Dedemin zeytinden oyduğu bu gaşığın özelliği, gaşık kısmının gufinin başı gibi üçgen olmasıdır. Genelde bu şekil değil, oval şekil var piyasada oysa “gufinin başı” şeklinde oyulmuş olan bu gaşık, yemeği garıştırırken, tencerenin içindeki aksiyona daha fazla hakim olabilmenizi sağlar… Ne yazık ki bu tip gaşıklara hiç rastlamadım bugüne gadar, bu yüzden dedemin oyduğu en az 100 yıllık bu gaşığı zarar gelmesin diye korumaya aldım…
ŞEHERE TAŞINAN TEZGAH… İRİNİ ABA…
Ziba Nenem sele sepet örmekle galmayıp aynı zamanda tezgahta bez da dokurdu. Bu yüzden Gonedıra’dan şehere gelirken, tezgahını da şehere getirmiş. Başını galdırmaksızın gün boyu tezgahta bez dokurmuş… Annem kaleme aldığı hatıralarda Tahtagala’daki........
© Yeni Düzen
