“Ortak hareket ederek liderleri çatışmaya değil, çözüme odaklamalıyız...”
Kiriakos CAMBAZİS/ALİTHİA
(Çok değerli arkadaşımız Afanyalı Kıbrıslırum yazar Kiriakos Cambazis, ALİTHİA gazetesinde yayımlanan makalesinde, CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy’un görüşlerini değerlendirerek “liderleri çatışmaya değil, çözüme odaklamalıyız” diye yazıyor... Kiriakos Cambazis, makalesini Türkçe’ye çevirttirerek bize gönderdi... Biz de teşekkürlerimizle bu değerli yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz... S.U.)
Asım Akansoy ile yıllardır tanışıyoruz. İki toplum arasındaki ilişkiler veya Kıbrıs sorununun gidişatıyla ilgili çeşitli sorunları buluşup tartışıyoruz. 2015’te isimli kitabımın sunumunu gerçekleştirmişti. Kitabım Türkçe’ye çevrilmişti ve sunum köyümde olmuştu. Burada vurgulamak istediğim şey dostluğun bizi birleştiren önemli bir unsur olmasıdır.
AKANSOY, ÜLKEMİZİN YENİDEN BİRLEŞMESİ KONUSUNDA CİDDİ MESELELERE DİKKAT ÇEKİYOR...
“Haravgi” gazetesi 16’da Ocak’ta, Asım Akansoy’un bir röportajını yayınladı. Bu röportaj ülkemizin yeniden birleşmesi konusundaki ciddi meselelere dikkat çekiyor. Asım, Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Sekreteri’dir; elbette ki bunun bir sebebi vardır. Asım, Kıbrıs Türk toplumunda sevilen bir kişidir. Kendisi Mehmet Ali Talat’ın hem meslekte yakın arkadaşı hem de Onun Cumhurbaşkanlığı döneminde Özel Kalem Müdürü’ydü.
Röportajında, Kıbrıs Rum liderliğinin ve siyasi partilerimizin özellikle dikkat etmesi gereken ve benim de üstünde durmak istediğim belli noktalara değinmiştir.
DURAĞANLIKTAN TATAR VE HRİSTODULİDİS SORUMLUDUR...
Kıbrıs sorunundaki durağanlıktan Ersin Tatar ve Nikos Hristodulidis’i sorumlu tutuyor. Bunu belirtiyorum; çünkü bizim toplumumuzda basın ve medya gruplarının çoğu tarafından, Yunan dilinde var olan tüm olumsuz sıfatları Erdoğan’a yakıştırarak Kıbrıs sorunundaki durağanlığın tek sorumlusunun Türkiye olduğu ortaya koyuluyor; ama diğer bir taraftan da Onu sonunun çözümü konusunda anlaşmaya davet ediyorlar. Bu tip yaklaşımlar siyasi liderler arasındaki temaslara yardımcı olmak yerine çeşitli sorunlu durumların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Oysa CTP her iki kesimde bulunan siyasi liderler hakkında bu tür olumsuz söylemlerde bulunmuyor; çünkü Kıbrıs sorununun çözüm çabalarını zorlaştırmak değil, tam aksine bu sürece yardımcı olmak istiyor.
“KIBRISLI RUM NÜFUSUN BÜYÜK BÖLÜMÜ, YAKINLAŞMAYI YANLIŞ DEĞERLENDİRİYOR...”
Asım’ın vurgulamış olduğu diğer bir önemli nokta ise “iki toplumlar arasında yakınlaşma ve güveni sağlayacak olan şeyin birlik eksikliği olmuş olmasıdır”. Şu bir gerçek ki Kıbrıslı Rum nüfusunun büyük bir bölümü Kıbrıs Türk toplumu ile sağlanacak sürekli ve tekrarlayan bir yakınlaşmayı yanlış değerlendiriyor. İki toplum arasındaki iletişimin gelişmesinde büyük rol oynayabilecek karma köylerde yaşayan sakinler yok denecek kadar azdır. Bu durum Asım’ın da belirttiği gibi “barış kültürünün” oluşturulmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kıbrıslı Rum köylerinde çoğunlukla kiliselere ziyaretler yapılıyor; ancak köylülerle etkinlikler düzenlenmiyor. Verilen eğitim sadece okullarda değil, tüm Kıbrıslı Rum partilerin “parti eğitimlerinde de” barış ve uzlaşı hareketini oluşturup devlet liderliklerinin Kıbrıs sorununun çözümünde hızlı adımlar atmasını sağlayacak düzeyde değildir. Asım “farklı yapıların”, “toplumları böldüğünü” ve onları kendi alanlarıyla “sınırlı çözümler bulmaya ittiğini” söylüyor. Tabi ki pek çok sorun ortaktır ve ancak bu şekilde çözülmemektedir.
“MİLLİYETÇİ SÖYLEMLER...”
“Barış Kültürünün” içerisine Kilise liderliğinin ve pek çok siyasetçinin milliyetçi söylemlerini de dahil etmemiz gerekecek. Bu konuda Asım Akansoy Kıbrıs toplumunu........
© Yeni Düzen
