menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Leymosun sahil yolundaki Piri Dede Türbesi’nde dilek adamaları, lohusa hamamları, Çiftlikler’in güleryüzlü, çalışkan insanları…”

10 13
17.09.2025

Zalihe YABABA

(Zalihe Yababa arkadaşımız, Leymosun’da insanların Piri Dede Türbesi’nde dilek adamalarını, Çiftlikler’in güleryüzlü, çalışkan insanlarını hatırlıyor… Değerli yazısını teşekkürlerimizle paylaşıyoruz… S.U.)

Bir liman kenti olarak bilinen Leymosun 1974 öncesi Türkler ve Rumların yaşadığı ortak bir şehirdi. Türkler ve Rumların sosyal kültürleri vardı. Çeşitli eğlence seçeneklerine ve geleneksel ev sahipliği yapardı.

Her yıl düzenledikleri şarap festivaline ve karnavallara Türkler de giderdi.

Ailelerin büyük heycanla izledikleri gösterileri ayakta alkışlarlardı.

LEYMOSUN’UN HAMAMI ÇOKTU…

Hamamları çok olarak bilinen bir şehirdi.

Yeni doğum yapmış bir kadın lohusanın “mezarının kırk gün açık olduğu” söylenirdi. Anne ve bebeği bu süreçte hastalıklara karşı savunmasızdır. Doğum yapan kadına 40. günü “lohusa hamamı” yapılırdı. Yakın akrabalarla hamama gidilir ve kırklanılırdı.

PİRİ DEDE’NİN TÜRBESİ…

Halkın inancına göre sahil yolunda olan Piri Dede’nin Türbesi’ne giderlerdi ve dilek adarlardı. Kabul olmuş bir ailenin dileği Baf yolundan emekleyerek türbeye kadar geldilerdi. Yeşil bir örtüyle türbeyi örttüler daha sonra da hep birlikte dualar okudulardı.

Leymosun’da güreş horozlarını güreştirirlerdi.

İnsanlar horoz güreşine giderdi ve horoz güreşini seyrederdi.

ÇİFTLİKLER BÖLGESİNİN GÜLERYÜZLÜ İNSANLARI…

Çiftlikler bölgesinde Türkler ve Rumlar karışık otururlardı.

Günlük ihtiyaçlarımızı bakkal Himiya’dan alırdık.

Ünlü Rum terzi olan Barasgevvulla’dan elbiselerimizi orda diktirirdik. Rumlar genelde yas günlerinde hep siyah giyerlerdi. Bu bölgedeki insanlar daha çok bahçecilikle uğraşırlardı. Sebze ve meyveleri sulamak için çalıştırdıkları su dolapların tik-tak seslerini duyardık.

MANİLERLE SEBZE MEYVA SATAN MUSTAFA ABUŞAL…

Çalışkan bir yapıya sahip bu bölgenin insanları, kendi yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri kendileri satardı.

Erken satışa çıkan Mustafa Abuşal’ın terazisi buğday kaleminden yapılmış sirizaydı. Kendi söylediği manilerle mahalleden geçerken anlaşılırdı:

Patlıcanlar biberler bisikletde giderler

İşte bu mersinler yesinler de metini söylesinler

Maynayı kestim hurmadan

Satışa gelir durmadan

O hurma ki gören alır durmadan.

Narların kıralı aslı faslı buralı

GÜLERYÜZLÜ, ÇALIŞKAN İNSANLARDI…

Bazı evlerde su şebekesi yoktu.

Avludaki kuyulardan kovayla su çekerlerdi ve böylelikle su ihtiyaçlarını karşılarlardı.

Bazı kadınlar aile geçimine sağlamak için keçi beslerlerdi ve halka günlük süt satarlardı.

Burada oturan insanlar sabahları karşılaştıklarında güler yüzle birbirlerine günaydın derlerdi.

İnsanların hiçbir şikayetleri yoktu.

KABAK ÇİÇEĞİ DOLMALARI YAPILIR, AFİYETLE YENİRDİ…

Şehir içinde oturan akraba ve arkadaşlar bir gün önceden çiftliğe geleceklerine dair haber verirlerdi, ev sahipler kendi bahçesinden topladığı kabak çiçeklerini dolma yapardı.

Sıcak bir yaz gününde bir ağacın altına topanırlardı.

Hep birlikte mutluluk içinde afiyetle yerlerdi.

Fotoğraf, Panikos Hacısolomu'nun arşivinden...

Leymosun'un eski günleri... Foto Andonis Nikolaidis...

*** GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEYE DAİR DÜNYADA MEDYANIN ARAŞTIRMALARI…

ABD gizli diplomatik belgelerinde 12 Eylül darbesi: “İşadamlarının çoğu havalara uçuyor!...”

İrem Köker/BBC Türkçe

ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Robert Houghton, 12 Eylül 1980'deki askeri darbeden iki hafta sonra yolladığı gizli diplomatik notta iş dünyasınnda birçok kişinin "terör ve belirsizlik ortamının" geçmiş olmasından dolayı "neredeyse havalara uçtuğunu" yazıyor.

BBC Türkçe, 2011 yılında Bilgi Edinme Yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine gizliliği kaldırılan ABD........

© Yeni Düzen