“Buradayız anne…”
Osman İŞÇİ/BİANET
Bir anne sustuğunda tarih de susar.
Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, Cumartesi rutinini bozarak Galatasaray Meydanı’na 24 Temmuz Perşembe günü çıktı. Her Cumartesi Galatasaray Meydanı’na bıraktığımız karanfiller, bu defa Emine Ocak’ın tabutunun üzerindeydi.
Emine Anne’nin öncüsü olduğu kayıplar mücadelesi, 30 yıl içerisinde tüm baskılara ve engellemelere rağmen sürdü, sürüyor ve sürecek. Cezasızlık politikasının sürdürücüleri, karanfilin kokusunu engellemek için Galatasaray Meydanı’nı kapatasa da adalet ve hakikat arayışının önüne geçemedi, geçemiyor ve geçemeyecek.
Kararlı ve mücadeleci bir anne
Emine Anne, yaşadığı büyük acılara rağmen sabrı ve kararlılığıyla Galatasaray Meydanı’nda yürüttüğü mücadeleyle insan hakları hareketinde çok özel bir yere sahip oldu. Kendisinin kararlılığı, Galatasaray Meydanı’ndan Arjantin’deki Plaza de Mayo Anneleri’ne ulaştı.
Mücadeleci tutumu ve vazgeçmemesi birçok kişiye ilham kaynağı oldu. Tam da bu sebeple, insan hakları savunucularının korunması için mücadele eden İrlanda Merkezli Frontline Defenders, Emine Anne’nin ardından yayımladığı mesajda şöyle dedi:
“Büyük bir üzüntü içerisindeyiz Cumartesi Anneleri’nin öncüsü, insan hakları savunucusu Emine Ocak’ın yasını tutuyoruz. Emine [Ocak], ömrünü sevgili oğlu Hasan’ın 1995’te gözaltında zorla kaybedilmesi ve sonrasında cesedinin bulunmasının ardından Cumartesi Anneleri’nin Türkiye’deki zorla kaybedilenlere karşı yürütülen hakikat ve adalet mücadelesine adadı.
Emine [Ocak], umudunu koruması, kararlığı ve direnciyle bu mücadelede aynı yanıtları arayan birçok başka kişiyi cesaretlendirmiştir. Yakın ailesine ve birlikte mücadele ettiği tüm ailelere, Türkiye’de ve yurtdışında bulunan dostlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Cumartesi Anneleri’nin yanındayız. Türk yetkilileri, Galatasaray Meydanı’nı haftalık buluşmaları için Cumartesi Anneleri’ne açmaya ve yakınları zorla kaybedilen ailelere hakikati bildirmeye ve adaleti sağlamaları çağrısında bulunmaya devam ediyoruz.”
Kavurucu sıcağa rağmen törende birçok kişi vardı. Tören alanında sadece İstanbul’dan gelenler yoktu; benim gibi Ankara’dan gelenler, Akın (Birdal) Abi gibi İzmir’den gelenler, Diyarbakır’dan ve Van’dan gelenler de vardı. Törene gelenler, insan hakları hareketinin bir vefa hareketi olduğunun açık kanıtıydı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonumuzun üyesi Sebla Arcan’ın, Emine Anne’nin ardından yaptığı konuşmada söylediği gibi; “Bir anne sustuğunda tarih de susar.” O yüzden törenin ardından hep bir ağızdan “Buradayız Anne” dediğimizde, Emine Anne’nin mirasına sahip çıkacağımızı vurguladık.
Zorla kaybedilmeler ve barış mücadelesi
Galatasaray Meydanı’ndaki törenin ardından, Onursal Genel Başkanımız Akın Abi ile Emine Anne üzerine sohbet ettik. Kararlı mücadelesinin biz insan hakları savunucularına nasıl yol gösterici olduğu üzerine konuştuk.
Akın Abi ile zorla kaybedilmeler dâhil diğer hak ihlallerine son verecek, Kürt meselesine ilişkin devam eden barış sürecinin nasıl toplumsallaşabileceği hakkında da sohbet ettik. Kendisini dinlerken, insan hakları hareketi olarak bu zorlu ve uzun olsa da kıymetli süreçte, önümüzde barışın toplumsallaşması gibi birçok görev olduğunu fark ettim. Akın Abi, her zamanki gibi biz insan hakları savunucularının bu süreçte aktif rol alması gerektiğini, böyle bir tutumun mücadelemizin parçası olduğunu belirtti. Barış sürecinin toplumsallaşması için mümkün olan her platformda sözümüzü kurmamız gerektiğini vurguladı. Tabii ki, bu süreçte iktidarın önünde de önemli görevler olduğuna dikkat çekti.
Emine Anne’nin vefatı içimizi yaktı. Anısına sahip çıkmanın yolu, mücadelesine de sahip çıkmaktır.
Emine Ocak sonsuzluğa uğurlanırken, kayıp yakınları törendeydi...
Emine Ocak, hikayesinin başladığı yerde uğurlandı...
(BİANET – Osman İŞÇİ – 29.7.2025)
“Bir anne sustuğunda, tarih de susar…”
Emine Ocak’ı Galatasaray Meydanı’nda........
© Yeni Düzen
