Dr. Küçük ve Başpiskopos Makarios’un Yazışmaları ve Kıbrıs Cumhuriyet’inin Çöküşü
Kıbrıs'ta çöküşün arka planı (1)
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sadece üç yıl sonra Aralık 1963’te alt-üst oluşu kimseyi şaşırtmadı. Çünkü, bağımsız Kıbrıs devletinin daha ilk adımlarında devleti yaşatacak işbirliği kültürü ile iradenin var olmadığı ortaya çıkmıştı.
Kıbrıs Cumhuriyeti yapısı gereği öyle bir devletti ki, ancak iki toplumun uyumlu işbirliği ruhu içinde çalışması koşuluyla ayakta kalabilirdi. İki toplumlu devletin kuruluş felsefesine içkin bir şiardı bu.
Gelgelelim, yönetici elitler ortak-yarar temelinde işbirliği yapmaya yanaşmadılar. Kıbrıs Türk liderliği elde ettiği hakları sadece Kıbrıs Türk toplumu yararına kullanmak istiyor, iki toplumun kaynaşmasından korkuyordu. Kıbrıs Rum liderliği ise doğrudan devletin kuruluş prensibi olan iki-toplumluluğa karşı çıkıyordu.
Böylesi koşullar altında devlet işlerinin düzgün bir şekilde ilerlemesi mümkün değildi. Nitekim, genç cumhuriyet çok kısa sürede tökezlemeye başladı ve 1963 yılında kaçınılmaz olarak kriz patlak verdi ve bir daha giderilemedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içine sürüklendiği derin kriz sadece iki toplumu karşı karşıya getirmedi, Türkiye ile Yunanistan’ı da savaşın eşiğine sürükledi.
Bu duruma nasıl düşüldüğü konusunda pek çok görüş ileri sürülüyor.
Bu yazı dizisinde Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Küçük ile Cumhurbaşkanı Makarios arasında Cumhuriyetin kuruluşundan sadece bir yıl sonra, 1961 yılında, gerçekleşen yazışmaları okuyucuların bilgisine getirmek istiyorum. Sanırım, iki liderin mektup teatisi 1963 Krizinin arka planını aydınlatmak açısından iyi bir kaynak oluşturmaktadır.
Dr. Küçük’ün Makarios’a Mektubu
İlk mektubu Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Küçük yazdı. 21 Eylül 1961 tarihinde Cumhurbaşkanı Makarios’a gönderdiği mektubu yazma nedeninin, kendisini endişeye sevk eden bazı nahoş olayları Makarios’un dikkatine getirmek olduğunu ve Makarios’un yardımıyla durumu iyileştirmeyi umduğunu belirtir.
Dr. Küçük öncelikle Bakanlar Kurulu’nda Türk ve Rum bakanlar arasında sonu gelmez tartışmaların yaşandığını ve ne zaman gündeme toplumlardan birini ilgilendiren bir konu gelse, Bakanlar Kurulunun otomatik olarak ikiye bölündüğünü, Rum bakanların bir tarafta, Türk bakanların diğer tarafta yer aldığını ve bunun düş kırıklığı yarattığını söyler.
Dr. Küçük, devamla, toplantılarda bazı bakanların sergilediği antagonistik tavrın ve kullandığı dilin “bazılarımızın işbirliği ruhu ve karşılıklı anlayış içinde çalışmak zorunda olduğumuzu anlamadığını gösterdiğini” vurgular.
Dr. Küçük örnek vererek bu konudaki şikayetlerini dile getirir. 1961 bütçesi hazırlanırken Türk bakanların önerdiği Kıbrıslı Türklerle ilgili bütün projelere Rum bakanlarının karşı çıktığını büyük bir düş kırıklığıyla müşahede ettiğini söyler. Rum bakanların Türk........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel